• BIST 10891.42
  • Altın 2529.106
  • Dolar 32.8951
  • Euro 35.7068
  • İzmir 36 °C
  • İstanbul 28 °C
  • Antalya 30 °C
  • Ankara 28 °C
  • Turizmin Sesi Dergimizin Haziran 2024 64'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Mayıs 2024 sayısı çıktı
  • Turizmin Sesi Dergimizin Nisan 2024 62'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Haziran 2024 64'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Mayıs 2024 sayısı çıktı
  • Turizmin Sesi Dergimizin Nisan 2024 62'nci Sayısı Yayında 

Uzak Diyarın Aydınlık Yüzü

DURSUN ÖZDEN
Uzak Diyarın Aydınlık Yüzü: Fethiye
Uzak diyarın aydınlık yüzü Fethiye’yi “turizmin yükselen ışığı” olarak tanımlayan Belediye Başkanı Behçet Saatçi’nin çağrılısı olarak Varan Turizm farkıyla gittiğimiz ilçede, şair ve gezi yazarı arkadaşım Dursun Özden ile birlikte; göç zamanı ardıç ve portakalların üşümesine tanık olduk.Muğla’nın 52 bin nüfuslu bu şirin ilçesi Fethiye, Turkuvaz mavisi gök ile denizin kesiştiği çizgide geleneksel, tarihi ve çağdaş yaşamla bezenmiş yapıların iç içeliği, fotoğrafta donup kalan eşsiz güzelliğin canlı tanığı…
Tütün, portakal, günlük ağacı, hayaletler ve gizemli tarihi dokunun üzerinde filizlenen kekik kokulu ve efsanelere konu olan sevdalı düşlerin memleketi Fethiye…
 
Asırlık ardıç ağaçlarının gövdesine yaslanmış buruk düşlerin okunduğu korsan ve göçer öykülerine mekan olmuş karlı dağlar dile gelir, Kelebekler Vadisi’nde ya da Ölü Deniz’de balıklar gibi dansa durur ve teke zortlaması oynarlar. Bölgede otağ kurmuş Karakeçili ve Sarıkeçili aşiretleri, bir de hayalet şehir Kayaköy’ün yerlileri tanıktır buna.
 
Fethiyelilerin göçebelik iliklerine sinmiş. Yazın Mentos Dağı’nın serin yaylalarına, kışın ise kıyıları yurt edinmişler. Deveboynu desenli dastar örtünmüş Türkmen güzeller ve Karaçulhalı yiğit çobanlar, tengerek eğiren hurma gözlü yavuklularına mani dizerler:
“Tütün diktim ovaya
Havaya bak havaya
Benden selam söyleyin
Kara kaşlı Hava’ya…”
 
Tabancasının teklemesini onaran Yörük usta titizliğinde golan, ala çulha ve halı dokuyan Türkmen güzelleri folklor araştırmacısı-pehlivan Ramazan Kıvrak’a esin kaynağı olur. Abdal Musa kayalıklarından fışkıran uçansu, konar göçerlere yaşam verir. Yörük çadırlarında konukseverliğin ve bereketin simgesi bir bakraç sıcak deve ya da keçi sütü yorgunluğunuzu dindirir.Güngörmüş aksakal-bilge Yörük dedeleri, gezgin yoleri dervişler, aş-elek görmüş eli kınalı, ak dastarlı nineleri ve sürüleri, başı karlı-dumanlı Mentos Dağı’nın yamaçlarını yurt edinmişler. Tengerek eğirip, keçe bürünen Karaçulha aşiretleri, kara kıl çadırlarda hayvanlarıyla iç içe, kabardıçın koyu gölgesinde alıç, ardıç, ahlat, akdiken, edi-büdü ve sütle beslenirler. Yaylalarda çil kekliğe eşlik eden çoban kavalları ve it ulumaları, geven dikenlerinin rüzgarla ötüşen ıslığına sevdalı güzellerin dokunaklı türküleri renk verir. Kara dağlar kar altında kalmadan, sıcak yörelere göç başlar, yeniden…Oysa, özlemle ayakta duran gizemli hayalet kent Kayaköy’ün suskun kilise çanları ve lahit mezarlarda dingin bekleyen tanrılar ve krallar, tarihin ve yerleşik yaşamın bir başka tanığıdır Fethiye…
 
Fethiye’nin tarihi dokusu
Batı Akdeniz’deki antik yerleşim yerlerinin en önemlilerinden biri olan Fethiye çevresi, Ege Denizi kıyısında ve Mentos Dağı’nın eteklerinde adını verdiği körfezin kenarına eski Telmessos’un üzerine kurulmuştur. M.Ö: 4. yy’da Kayralılara armağan olarak verilen Lilya şehirleri arasında bulunan Telmessos, Büyük İskender’in fethine kadar Kayra idaresinde kaldı. Likyalılar döneminde, Likçe adı “Aydınlık ülke” anlamında (Telmessos) olan Fethiye, Orta Çağ’da Rumca “Uzak diyar” anlamına gelen “Meğri” adıyla tanınmıştır. Kent, tarihin önemli bir kehanet merkezi olarak bilinir. Likya döneminden günümüze lahit mezarlar ve kaya mezarları kalmıştır. Bunlar, Orta Çağ izlerini taşıyan Kalekent’in güneyinde yükselir. 
 
Fethiye adına kaynak bir sevda öyküsü
Likyalı Tanrı Apollon, Troya Savaşı başladığı dönemde, Odyseus ve Menelaos’u evinde kabul eden Anteron’un güzel kızına aşık olur. Apollon, çekingen ve utangaç olan güzel kıza yaklaşmak için, küçük ve sevimli bir köpek kılığına bürünür. Kız kendisine alışınca da kimliğini belli eder. Günlerce koklaşırlar, sevişirler… Bir süre sonra, dünya güzeli bir oğulları olur. Adını Telmessos koyarlar. Bu çocuğun adına Likya sınırlarında bir kent kurulur ve oğlunu bu kente bilici-bilge kişi tayin eder. Heredot tarafında bir kehanet merkezi olarak anlatılan Telmessos’un bu özelliği, Ön Asya ve daha ötesinde büyük üne kavuşur. Büyük İskender burayı kuşatma sırasında gördüğü bir düşü, Telmessoslu bilici Aristander’in yorumlaması sayesinde adamlarından birinin ihanetinden kurtulmuş ve bu biliciyi seferleri süresince yanından ayırmamıştır. Telmessos, Likya’nın destansı özgürlük ruhunu taşımış ve kendi geleneklerinden ayrılmamıştır. İçten fethedilen kent(Telmessos) Fethiye, daha sonra Persler, Roma, Bizans, Selçuklu, Türk Kolonicileri ve Dervişler, Menteşe Beyliği, Rodos Şövalyeleri, Venedikliler, Teke Beyliği, Osmanlı Devleti ve Türkiye Cumhuriyeti yönetimleri altında idare edildi. 
 
İdari, coğrafi yapısı ve ulaşım
Fethiye’de merkez ilçe, 12 belde ve 71 köy olmak üzere, 84 yerleşim birimi bulunmaktadır. Fethiye, 1870’den bu yana ilçe olup, turizm potansiyeli ve Ege’nin önemli bir liman merkezidir. Marina yat limanı ile yerli ve yabancı deniz-kıyı turizmine hizmet verir. Batısında Kızılbel Dağı, Kuzey doğusunda Kızıldağ ve Elçik Dağları, güneyde Akdağlar ve Babadağ, Dokuzgöl ve Erendağ ile çevrili olan Fethiye’nin batısında ise Ege Denizi bulunmaktadır. Eşen ve Kargı çaylarının suladığı ovalar, en verimli alanlardır. Burada, narenciye başta olmak üzere meyve ve sebzecilik yapılmaktadır. 
 
Tipik Akdeniz iklimi görülen Fethiye’de, kıyılarda her mevsim ısı 15 derecenin altına düşmez. İlk bahar aylarında dağlarda kar, aşağılarda yeşil alanlar ve mavi deniz ile eşsiz bir görüntü sergilenir. Bu nedenle, her mevsim turizme olanak verir. İlçeye 50 km. uzaklıktaki Dalaman havalimanı, Başta Varan Turizm olmak üzere, ülkenin her köşesinden düzenli otobüs seferleri ve de denizden feribot ve yatlarla Fethiye’ye yılın her mevsiminde ulaşmak mümkün. 
 
Gezilip görülecek yerler
Doğal bir yat limanı özelliğinde olan Fethiye’nin içinden akan Kargı deresi boyunca ve tüm kıyıda dinlence eğlence yerleri bulunmaktadır. Tatil köyleri ve lüks otellerin turizme olanak veren özellikleri ise, bir başka çekim noktası olarak sizi bekliyor. İlçe merkezinde bulunan Uğur Mumcu Parkını süsleyen Şehitler Anıtı, bir abide gibi sizi selamlar. Hayvan pazarında “beş kaza” adlı şapkalı Yörüklerin ve kınalı koçların yükselen sesi, mani tadındadır. Karapınar Mahallesi’ne kurulan halk pazarındaki ses ve renk armonisi, geleneksel ile çağdaş yaşamı harmanlar. Belediyenin, tarihi ve doğal dokuyu koruyarak yaptığı kentsel yerleşim planı takdire değer.
 
İlçe merkezine yakın Çalış Plajı’nın altın kumsalından, Rodos dinginliğinde gün batımının Kızıl Ada, Şövalye Adası ve Katrancı Adası üzerindeki kızıl örtü, sevdalanmanız için bir esin kaynağıdır. Ölüdeniz’in altın kumsallarında su topu oynarkenki çığlığınız ve süzülerek akan yatın dingin turkuvaz dalgaları, yorgun denizin ve çevredeki yeşil dokunun uykusunu kaçırır. Karaköz Mahallesi sırtlarından ya da Aşıklar Tepesi’nden Fethiye Limanına bir kuşbakışı, selvi çamlar ve portakal ağaçları arasından el sallayan, ilçe merkezine ve başı dumanlı dağlara uzanan ufuk çizgisindeki görüntü, tam bir doğa harikası manzaradır. Fethiye’nin köyleri ise, bir başka turizm cennetidir. Özellikle, geleneksel Yörük Şöleni ve Festivallerin yapıldığı Boğalar Köyü, yerli ve yabancı turistlerin en beğendiği yerlerin başında gelir. Tüm geleneksel özelliklerini koruyan bir Yörük köyü olan Boğalar’da, köy muhtarı ve halkın konukseverliği, sizin yeniden bu diyara gelmeniz için bir nedendir. Doğal yiyecekler ve buz gibi tatlı suyun tadı damağınızda kalacaktır. 
 
Kültür Bakanlığı korumasına alınmış olan ve İlçe merkezine 7 km. uzaklıktaki hayalet kent Kayaköy’ün girişindeki hediyelik eşya satıcıları ve ovada bulunan Cinbal Kebapçısı sizi bekliyor. Doğal ortam içinde, soğuk ayran eşliğinde fırında kuzu kebabı yemeden dönmeyin. Keçi yoğurdu ve şalgam suyu eşliğinde içeceğiniz bir deli rakı, sizi özlemle ayakta duran gizemli kent Kayaköy’ün efsanelerine götürecektir. 1922 Mübadele (Nüfus Değişimi) sırasında evlerini topraklarını, komşularını ve anılarını bırakıp göç eden Rumların, “gemi mi yol alıyor, yorsa evler mi?” yakarışlarını duyacaksınız. Kimsesiz hayalet şehrin ayakta kalmaya direnen evleri, artık ses vermeyen eski kilisenin küskün çanı ve renkli mozayikini kekik kaplamış manastırın duvarlarında size hayretle bakan İsa, Meryem Ana ve Azizlerin resimleri, bu göç acısının birer sönük tanıkları olarak durmakta. Ege’de gönlü kalan yalnız siz değilsiniz… www.dursunozden.com.tr
  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 27 Şubat 2007 Turizmin Sesi | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : +90 216 481 51 21