• BIST 10891.42
  • Altın 2529.106
  • Dolar 32.8951
  • Euro 35.7068
  • İzmir 36 °C
  • İstanbul 28 °C
  • Antalya 30 °C
  • Ankara 28 °C
  • Turizmin Sesi Dergimizin Haziran 2024 64'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Mayıs 2024 sayısı çıktı
  • Turizmin Sesi Dergimizin Nisan 2024 62'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Haziran 2024 64'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Mayıs 2024 sayısı çıktı
  • Turizmin Sesi Dergimizin Nisan 2024 62'nci Sayısı Yayında 

YAZ, AYVALIK ZAMANIDIR AMA…

BORA ÖZGEN

Yaz geldi. Kışı devirmiş yorgun bedenler kendilerini dinlendirecek sahil kentlerine aktılar. Ayvalık da payına düşeni aldı. Biraz küskün, biraz ürkek, gelenleri bağrına bastı.İyi bir tatil için sarıp sarmaladı onları.

Temmuz ayı ortalarına kadar biraz telaşla bekledi Ayvalık. Sevindirici kalabalıklar oluşmuyordu. Neyseki ay sonuna doğru beklenilen hareketlilik gerçekleşti. Sarımsaklı esnafı  Cunda"ya ürkek baksa da, onlar da paylarına düşeni aldılar.

Ne oluyor da tatil beldeleri beklentilerine cevap alamıyorlar? Bir çok sebebi var tabii. Fakat burada, özellikle yanlış yapılaşmanın etkileri bu yaşananlar. Yanlış politikaların, kirli siyasetin onulmaz yarası var Ayvalık ve yöresinde.

Ayvalık"ın, bağı bostanıymış Sarımsaklı.Vılkanik bir bölge olması sebebiyle, Kozak Yaylası ve  Madran Çayı"ndan akan kumlar denizle birleştiğinde dünyanın en güzel kumsalı oluşmuş buralarda. 3200 yıllık destanlara konu olmuş bu kumsallar. Troya"dan ve Edremit Körfezi kıyılarından Attika"ya dönen Akha ordusunun hikayeleriyle tanımış dünya buraları binlerce yıl boyunca. Ama ne yapmışız bizler? 30/40 sene önsesine kadar gelen bu zenginliği kumun üzerine kurulan betona ve çimentoya gömüp yok etmişiz. Madran Çayı"na baraj yapıp boğmuşuz, altın kumlarını sahile akıtmasını engellemişiz. Şimdi aradan geçen on yıllardan sonra siz seyreyleyin oradaki kumların kararmasını. Bu üzden, bu aralarda Badavut"a gidip suyun içindeki altın zerreciklerini görün. İleriki yıllarda kararan kumlara bakıp, bu jenerasyonun nelere sessiz kaldığını anlatırsınız hiç olmazsa.

Sarımsaklı Esnafı Basına kızgın

Şeytan Sofrası"na çıktığımda esnafla konuştum biraz. Basına kırgınlıklarını anlattılar. Cundayı çok işliyorlar, insanlar oraya gidiyor, Sarımsaklı"nın eski tadı yok diyorlar. Ama Sarımsaklı"nın dünyanın en iyi kumsallarından biri olduğunu, kesinlikle böyle kalması gerektiğini, yapılan büyük yanlışları hiç akıllarına getirmiyorlar.  Kumsala, ilk kazma vurulduğu gün bitmişti Sarımsaklı.

Ayvalığ"ın bir açık-müze şehir olması gerektiğini teyet geçip betonlaştırmışız. İnanılmaz bir kirlilik yaratmışız inci tanesi gibi dizilen sokaklarında. Dağlarda daha fazla altın aransın diye elimizden gelen her şeyi önlerine koymuşuz. Turizmin, kaynağı hiç bitmeyecek bir altın olduğunu savsaklayıp, sonumuzu getirecek bütün handikapları altın arayıcılarının emrine amade kılmışız. Sarımsaklı"da, Altınova"da, Bergama"ya kadar uzanan bahçeleri, siyanüre teslim edip, mevcut su kaynaklarıyla da altın aramaları için bütün imkanları seferber etmişiz.

Madalyonun ters tarafında ne vardı?

Bakalım isterseniz ne olduğuna. Sarımsaklı ve Altınova böylesine bir yapılaşmaya yenik düşmemiş olsaydı. Fatih Sultan Mehmet ve sonrasında yapılan tarihi eserler ve mahalleler korunsaydı… Kozak Yaylası yine yeşil ve bakir, yine fıstık zengini olsaydı… Aşağıda, Ayvalık bahçeleri, onun altında kilometrelerce devam eden bir altın kumsal, Afrodit"i yıkayan sular, Agamemnon ve kızını tedavi eden termal kaynaklar ama illa ki özgün bir kent dokusu korunabilseydi… Yine böylesine bir tedirginlik, yarınından emin olamama duygusu olurmuydu dersiniz?

Biz, toplum olarak çok çabuk tüketiyoruz değerlerimizi. Altınova"ya gidip, oradaki kumdan adacığı bir görün. Kumdan bir adacık. Böyle bir zenginlik nerede var? Ama ne yapmışız? Bütün çevresini ikinci konutlarla doldurmuşuz. Senede iki, belki üç ay kullanacağımız evlerle doldurmuşuz. Dünyanın neresinde vardır böylesine gereksiz bir israf acaba? Yetmemiş, bu çarpık kentleşmenin üzerine bir de Kozak Yaylası"na el atmışız. Madem toprağın altında zengin altın kaynakları var, aman gelip çıkartın diyoruz. Zenginlik düşleri kuruyoruz. Geçmişimizi bilmiyoruz çünkü. Öylesine güzel örnekleri var ki, ama kim okuyor, hangimiz bir adım ötemizi görebiliyoruz. Hepimiz günü kurtarma peşindeyiz. Sonrası? Sonrasında Allah büyüktür diyoruz. Hani demiş ya Karadeniz"li, Allah büyük ama tekne küçük diye. İşte aynı hikaye; Allah büyük ama tekne küçük, hep birden batıyoruz.

Midas, Kozak Yaylası ve Bargama Köyleri veya başka bir yerdeki altın arayıcıları için iyi bir örnektir. Hani, Midas, tanrıya yalvarır ya, bana güç ver, tuttuğum her şey altın olsun diye. Tanrı Dionisos da onun bu isteğini yerine getirir. Kral Midas neyi tutsa altın olur. Fakat bu defa aç kalır. Ekmeğe uzansa altın olur yiyemez, suya uzansa su altın olur içemez, aç ve susuz kalır, ölmemek için tekrar tanrının huzuruna çıkar, beni eski halime dönder diye yalvarır. İyi bir örnek ama anlayana. Biz anlamamakta kararlıyız. Yoksa bu yere gelmez, aklımızı başımıza toplar, sahip olduğumuz zenginliğin farkına varırdık.

Ayvalık, Kozak Yaylası, Altınova, Bergama veya başka başka yerler. Problemler genelde aynı. Farkında olamama. Hızlı bir şekilde ve acımasızca tüketme, yok etme. Sonumuzu hazırlıyoruz. Korkunç bir son. Ama buna hakkımız yok. Ayvalık, bir dünya kentidir, sahilleri de öyle. Yaşlı Avrupa nüfusuna pazarlanabilecek bir şekilde koruma altına almamız gerekiyor. Bu koruyup kollamayı gerçekleştirebilirsek, bize öyle bir ekonomik refah sağlayacak ki az bozulmuş bir doğal ortamın sağlayacağı avantajlar da cabası olacak.

Yüzünüzü Ayvalık"a dönün. Oradan, Kozak Yaylalarına, Altınova sahillerine, Badavut"a, ilerideki Bergama"ya bakın. Kaz Dağlarını koruyup kollayın. Çok değil on sene sonra yaşam standardınız çok yükseklerde olacaktır. Tanrının özene bezene yarattığı bir altın fırsatı geç de olsa değerlendirmeye bakın. Nasıl mı? Bozmak isteyenlere karşı durarak. Hiçbir şey emek vermeden alınamıyor. İşimiz zor görünse de kazanacaklarımız fazla olacak.

 

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 27 Şubat 2007 Turizmin Sesi | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : +90 216 481 51 21