TURİZMİN SESİ-DERYA DUYSAK
İhanet, her yaşta ve her zaman hayatımızda olmaya devam edecek. Belki de alıştığımızdan, üzerinde bile durmuyoruz; düşünmüyoruz. Kimi zaman da öyle bir darbe yiyoruz ki, sarsıntısıyla yıllarca kendimize gelemiyoruz. İşte, size o ihanetlerin gerçek öyküleri Çocuk yaşlardan yetişkinliğe kadar, hayatın her döneminden
Sürükleyici bir üslupla, yalın, abartıdan uzak ve gerçeğe sadık kalınarak kaleme alınmış bu öyküler, sizi hayatınızla yüz yüze getiriyor; kaçtığınız, üzerinde düşünmek istemediğiniz anıları su yüzüne çıkarıyor. Kahramanlar size o kadar yakın ki, sokakta yanınızdan geçen biri, komşunuz, ailenizden biri ya da tanıdığınız bir yakınınız bile olabilir. Kim bilir, belki de biri sizin öykünüzdür.
Özcan Kandemir gazeteciliğe 1967 yılında Son Posta Gazetesi'nde muhabir olarak başlamış, sırasıyla Hayat, Ses Mecmuaları ve Hürriyet Gazetesi'nde çalışmış, bir süre ABC Gazetesi'nin Genel Yayın Yönetmenliği'ni yürütmüştür. 1984 yılında Gelişim Yayınları'na geçerek Kadınca Dergisi'nde çalışmış, daha sonra aynı kuruluşun Bella ve First Dergilerinin Genel Yayın Yönetmenliği'ni üstlenmiş ve Gelişim Yayınları'nın birkaç kez el değiştirmesi sonucu kapanmasıyla emekliye ayrılmıştır.
Kesintisiz otuz yıl gazetecilik yapan ve bunun büyük bir kısmında da kadınların sorunlarına yoğunlaşan Kandemir, emekli olduktan sonra, mesleğine serbest gazeteci olarak devam etmiş ve Sabah Gazetesi'nin kadın eklerini çıkarmıştır. Kandemir'in Büyüme Çocuk, Bu Kentleri Özleyeceksin ve Yine Aldandı Baharlar adını taşıyan yayınlanmış üç şiir kitabı vardır.
Aşk ve ihanet
İnsanoğlunun en kadim iki olgusu. Hayatlarımızın olduğu kadar edebiyattan sinemaya, müzikten resme sanatın her alanının başrol oyuncuları. Romanlarda, öykülerde, şiirlerde, şarkılarda, filmlerde aşkın türlü halleri anlatıla gelmiştir. Tükenmeyen bir kaynaktır aşk, anlatıla anlatıla bitirilemeyen. Aşkın olduğu yerde illa ki karşımıza çıkan bir kavram daha vardır: İhanet. Çünkü tez antitezini doğurur. Ölüm ve yaşamın diyalektiğine benzer bir diyalektik içindedir aşk ve ihanet. Aşkın olduğu yerde ihanet, ihanetin olduğu yerde de aşk vardır.
Anna Karanina aşık olduğu için ihanet etmiştir, Selvi Boylum Al Yazmalım filminde İlyas (Kadir İnanır) ise aşık olduğu halde ihanet etmiştir. Yaşamın bir temsili olan edebiyat veya sinema eserlerinde kurgu karakterler üzerinden aşkın ve ihanetin çeşitli hallerini okumak mümkün. Bir de hayatın içinde gerçek karakterlerin yaşadıkları ihanetler vardır ki, yaşanmış bu etkileyici hikayelerden yola çıkılarak hazırlanmış öyküler hem gerçeği hem de öyküyü okuma imkanı sunuyor okura. Okunan hikayenin edebi değerinin yanında gerçekte yaşanmış bir hikaye olması bu tarz öykülerin etkileyiciliğini artırıyor.
Özcan Kandemir'in otuz yıllık mesleki birikiminden yola çıkarak hazırladığı Aşkın Öteki Yüzü adlı öykü kitabı, yaşanmış ihanet öykülerini bir araya getiriyor. Gazeteciliğe Son Posta Gazetesi'nde muhabir olarak başlayan Kandemir, Hayat, Ses Mecmuaları ve Hürriyet Gazetesi'nde çalışmış, Kadınca, Bella ve First dergilerinin Genel Yayın Yönetmenliğini yürütmüş, birçok kadın ekinde yazılar yazmış. Kandemir, uzun gazetecilik hayatı boyunca kadınlarla ilgili konulara odaklanmış, birçok kadınla röportajlar yapmış, toplumun her kesiminden kadınlarla ilgili pek çok gerçek yaşam hikayesi biriktirmiş.
Aşkın Öteki Yüzü'ndeki hikayeler de bu birikimin sonucunda ortaya çıkmış. İhanetin çeşitli türlerini yaşayan ve anlatan kadınların da izni alınarak öykü haline getirilen anılarda isimler değiştirilmiş. Sürükleyici bir üslupla, yalın, abartıdan uzak ve gerçeğe sadık kalınarak kaleme alınmış bu öyküler okuyucuya ihaneti, aldatmayı, aldatılmayı, 'öteki' olmayı kadın gözünden anlatıyor. Gerek hikayeleri anlatanların gerekse bunları öyküye dönüştüren yazarın kadın olması kitapta kadın bakış açısını egemen kılıyor.
Kitapta sadece ihanete uğrayan kadınların öyküleri yer almıyor; bazı öykülerin kahramanı ihanet eden kadınlar, bazı öykülerin kahramanı ise evli bir erkekle ilişki süren ikinci kadınlar. Bu sayede kadının ihanetle ilişkisine her üç bağlamda da objektif bir yaklaşım sergileniyor. Kitabın ilgi çeken bir diğer tarafı ise ensest ve eşcinsel ilişkilere dair açık yürekli bir tutum sergilemesi. Bir öyküde kocasının kendisini bir erkekle aldattığını öğrenen kadın 'keşke bir kadınla aldatılsaydım' diyor.
Başka bir öykünün kahramanı olan bir kadın ise kocasının annesiyle ensest bir ilişkide olduğunu öğreniyor. Ezber bozan ihanetlerin gerçek hayattan kaleme aktarılmış olmaları öyküleri daha etkileyici kılıyor. Aynı zamanda öyküler, ilişkilere dair görülmek istenmeyen, inkâr edilen, saklanan birçok şeyi açık yüreklilikle ortaya koyarak cesur bir tablo sunuyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.