DERS ALMALIYIZ

Gezi Parkı direnişiile başlayan normalde bir araya gelmesi zor olan çok sayıda toplumsal kesim ve grup bir anda kendilerini aynı meydanda bir arada aynı sloganları atarken buldular.Gezi Parkı isyanı, sadece İstanbul’da değil, Türkiye’nin birçok kentinde insanları sokağa döktü. Dünya Ülkeleri gözbebeğimiz İstanbul'da yaşananları en ince ayrıntısına kadar takip ediyor. Çeşitli ülkelerden gelen turistler ve halkımız  polis tarafından atılan gaz bombaları nedeniyle etkilendi. İstanbul'a gezmek için gelen turistler otellerinde mahsur kalıp dışarıya çıkamamış bazıları da rezervasyonlarını iptal edip ülkeyi terk etmiştir. Talimhane bölgesi otelleri mağdur olmuştur. İki kıtada bulunan tek şehir İstanbul turizmde sınıf atladı derken  yaşanan bu olaylar turizm sektörünü çok etkilemiştir. 

 

Yapılan araştırmaya göre İstanbul bu yıl dünyanın en çok ziyaret edilen 6’ncı şehri oldu. Dünyanın en çok ziyaret edilen 132 şehir arasında Bangkok 15.9 milyon ziyaretçiyle birinci olurken İstanbul 6’ncı oldu. Bu yıl 10.3 milyon ziyaretçi ağırlaması beklenen İstanbul aynı zamanda Avrupa’nın ziyaretçi sayısı ve hava trafiği bakımından en hızlı gelişen şehri oldu. Büyüme hızı bu şekilde devam ederse İstanbul’un 2016 yılında Paris’ten daha fazla turiste ev sahipliği yapabileceğine bir araştırmayla dikkat çekiliyordu.

 

Hızla gelişen turizm başarılı organizasyonlara ev sahipliği yapmaktadır. "Turizm huzurun hüküm sürdüğü bölgelerde gerçekleştirilebilecek bir bacasız ekonomidir. Taksim Gezi Parkı'na ilişkin protestoların devam etmesi halinde turizm sektörünün bundan olumsuz etkilenebileceği uyarılarına kulak vermeliyiz.Taksim Gezi Parkı protestosuna destek nedeniyle şehirlerde yaşanan olaylar turizme nasıl etki edeceğinin önümüzdeki günlerde görülecek.Türkiye'ye gelen turistlerin konaklama süreleri farklılık göstermektedir.İstanbul turizminin daha çok etkilenebileceğini düşünmekteyim bireysel seyahat ve iş seyahatleri oldukça fazla yabancı iş adamlarına ev sahipliği yapan İstanbul’un  yurt dışındaki yüzünü biran önce değiştirmemeliyiz.

 

 “Türkiye bir demokrasi ülkesidir. İçimizden bazı şeylere eleştirerek baksak da mesela dini çeşitliliğe bakarsak, Türkiye'yi ciddi ciddi Arap dünyasındaki ülkelerle, diktatörleri deviren ülkelerle karşılaştıramazsınız. Bu nedenle düşüncem, Türkiye'nin orta yolu, ölçüyü bulacağı inancındayım. Biz bu ülkede ne deneyimler yaşadık. İnsan hakları, vatandaşlık hakları, gösteri özgürlüğü ve düşünce özgürlüğünün bir ülkenin sağlıklı bir şekilde kalkınmasında doğru ölçütler olduğu deneyimini edindik.” Arap dünyasındaki olaylara “bahar” demek isabetli olmadığı gibi Taksim merkezli olaylara da “Türk baharı” demek isabetli değil. Farklı zihinsel perspektiflerden bakıp üzerinde çok yönlü düşünülmesi gereken köklü bir sosyo-politik olayla karşı karşıyayız. Halkın yaşadığı sıkıntı unsurlarının bir araya gelerek dışa vurulma tepkisidir. Sıkıntıların ve özgürlüğün daralmasıyla yüzeyde  yaşanan farklılıklar patlama sonrasında ortaya çıkması muhtemel sonuçları da farklı kılıyor. Ortadoğu’da yaşanan olayların  sebepleri aynı olsa da  sonuçları hayli farklıdır  yaşanan  olaylar birer “toplumsal patlama”dır. Kent merkezli toplumsal hayat gerilim yüklüdür.

 

15 milyonluk  şehirde  yaşayan insanların bir kısmı, hafta sonu tuttukları takımın formasını giyip stada gitmeleri, yol boyunca bağırıp çağırmaları, bu arada rakip takım taraftarlarıyla karşılaştıklarında adeta canavarlaşmaları biriken stres ve öfkenin dışa vurumudur. Trafikte herkesin hak ve kural ihlali, en ufak bir tartışmanın kavgaya ve saldırıya dönüşmesi bunun göstergelerindendir. Artan suç oranları, aile içi şiddette izdihamın önemli payı var. “Bir ağaç kesimiyle başlayan gerilimli ortamı” havayı biraz iyi gördü mü otoban kenarı filan dinlemeden bir avuç yeşile koşan bir halka ağaç kesip yerine AVM yapmayı anlatmak zor.  Örgütlü yada örgütsüz başlayan bu olaylar  bir an önce durmalıdır.Ülke sevdası ön planda olmalı sağ duyulu olmalıyız .