Ateş Çemberinde Turizm

Sınırımız ateş çemberi altındayken Türkiye’nin Güneyinde ve Doğusunda Turizmden bahsetmek doğru olamaz. Sınırlarımızda çatışmalar varken, kan gölüne çevrilmiş komşu ülkelerimizde olan biten sonrası turizmden bahsetmek doğru olmaz. Sınır komşularımız da huzur yokken, bizde de olmayacağı kesindir. Yağmur öncesi gelen fırtına gibi...

Hele ki Kasım Süleymani'nin öldürülmesi Ortadoğu'ya ateş gibi düşmüştür. Karşılıklı düellolar ekranlardan sahalara ve insan kayıplarına sebep olacaktır. Ortadoğu'ya Barış gelecek mi? sorusu çok düşündürücüdür.  Biz nasıl hiçbir şey olmamış gibi davranabiliriz? Onun için sınırlarımızın güvenliği için sınır topraklarımızda mücadele ediyoruz. Müttefik güçler ülke sınırlarını tehdit eden oluşumlarla sınırlarının ötesinde bulunmaları, güvenliği tehdit eden unsurları engellemek için bölgeye gelenler, kanayan yaraya tuz basmak, oradaki hareketlenmeyi önlemek için değil, nereden ne kadar nemalanırım peşinde olduklarındandır. Bu gün ise, petrolün peşinde işgalin odağındadırlar. Ortadoğu’da ve Akdeniz’de yaşananlar ortadadır. Biz Türkiye olarak hangi kökenden olursa olsun tüm vatandaşlarımız ile birlik, beraberlik, kardeşlik, dayanışma, huzur içinde yaşadığımız bir Türkiye yarattık.
 
Bizler artık emperyalist güçlere teslim olmayan, düzenli ordusu ve milletinin gücüyle mücadele veren Türkiye’nin, bugün 81 ili, 81 milyon nüfusu, güçlü siyasi ve ekonomik altyapısıyla farklı bir yerde durarak kendi Tankını, Arabasını, hava savunma silahlarını üreten güçlü Türkiye olma yolunda ilerliyoruz. Yıllar boyunca sınır güvenliğimizi ve kardeşlerimizin huzurlu geleceğini sağlayan T.C. Türkiye Cumhuriyeti Devleti Türk halkının beklediklerini gerçekleştiren, sınırlarımızın dibinde terör koridoru oluşturmasını seyredecek, izin verecek değiliz. Biz sınırlarımızda ateş çemberi, savaş ve kan dökülmesini istemiyoruz. Bizim huzura, mutluluğa, kenetlenmeye ihtiyacımız var.

2020 yılında huzur içinde Türkiye’nin 81 illerinde 7 bölgesinde turizmin gelişmesini diliyorum.