Yeni bir turizm tanıtım yılı!

Yeni yılın taptaze ilk gününde, değerli okurlarım hepinize merhabalar! Bir düşünün bakalım koskocaman üç yüz altmış beş gün altı saati geride bıraktık.. Evet, belki de birçoklarımız düşünüyordur ki bir yaş daha yaşlandık, yüzümüzde hiç silinmeyecek bir çizgi daha oluştu, denizlerimiz bir yudum daha kirlendi, nefes alıp vermemiz biraz daha zorlaştı, uçan martıların bakışlarındaki hüzün biraz daha çoğaldı…

Yaşamak isteyip de yaşayamadıklarımız, söylemek isteyip de söyleyemediklerimiz gözümüzün önünde canlanıyor.Vazgeçemeyeceğimiz, hayatımızın her anında bizlerle olan sektörümüz TURİZM…Yine yeni bir yılla, turizmle  yaşatabilmeyi hedeflediğimiz yada bir türlü yaşatamadığımız değerler tek tek yüzümüze çarpıyor. Bildiğimiz gibi ülkemiz adına turizm, diğer gelişmekte olan ülkelerde olduğu gibi kalkınma aracı olarak kullanılmaktadır. Turizm, ülkemizde en hızlı gelişen, en çok gelir getiren ve en çok istihdam sağlayan sektörlerden biridir. Son yıllarda turizm özellikle dışa açılma politikasıyla devlet tarafından teşvik ve tahsis yoluyla daha fazla desteklenmesine rağmen uluslararası tanıtım projelerimiz maalesef hala yetersiz…

Kültür ve Turizm Bakanlığı"nın, 2009 yılı reklam kampanyasında ülkemizi turistlere yönelik tanıtımında, “deniz, kum ve güneş” üçlemesinin dışında sahip olduğumuz tarihi, turistik ve kültürel değerlerin tanıtılmasına da yer verecek olması, turizmin ölçülemez değerleri açısından faydalı bir adım olacağı inancındayım. Bakanlık tarafından, yapılan planlamaya göre 2009 yılı tanıtım bütçesinin 100 milyon dolar olduğu belirtilmiş olup, ülkemizin, yine sahip olduğu tarihi, turistik ve kültürel değerlerinin etkili ve geniş bir şekilde tanıtılarak, uluslararası turizm pazarındaki payının artırılması amacıyla 2009'da 132 yurt dışı turizm fuarına katılacak olması, umut ve ümit verici…
Sektörümüz için bir yol gösterme amacıyla hazırlanan bu stratejinin amacı, ülkemizde yeterince kullanılamayan potansiyelin daha verimli kullanılmasını sağlamak ve ülkemizin turizmden elde edeceği gelirin payını artırmak. Hedef; sektörümüze dinamizm kazandırmak ve uluslararası krizlerden en düşük seviyede etkilenmemize yardımcı olmak. Bu oluşumlar kamu, özel sektör ve sivil toplum kuruluşları arasında işbirliği doğrultusunda yapılandırılmalı.

 Tanıtım ve pazarlama faaliyetlerinin etkinliğini artırmak için bu işbirliğine ihtiyaç vardır. Bu yolla daha dinamik, mali yönden daha güçlü bir tanıtım yapılmalı ve bu faaliyetlerin finansmanına turizmden doğrudan ya da dolaylı gelir elde eden kesimlerin de katılımı sağlanmalıdır. Etkili bir tanıtım için turistik ürünler doğru bir şekilde tespit edilmeli ve tanıtımın yapılacağı hedef kitle belirlenmelidir. Tanıtım etkinliği için kullanılacak pazarın,  mecraların ve ayrıca zamanlamanın önemi büyüktür. Tüm bu faktörler uygun bir şekilde yerine getirildiği takdirde uygulama başarıyla sonuçlanacaktır.

Bir hizmet sektörü olarak, turizm sektöründen daha fazla gelir elde edebilmek için hizmet standartlarımızı yükseltmemiz gerek..  Bu amaçla, hizmet kalitesinin artırılarak müşteri memnuniyetinin maksimum düzeye çıkarılması hedeflenmelidir. Hizmet standartlarının geliştirilmesinde yeni bir ürünün tasarımı ya da mevcut ürünün geliştirilmesi, farklı hedef gruplarında yer alan turist beklentilerine göre şekillendirilmelidir. Hizmetin kalitesini artırmaya yönelik olarak eğitim konusunda sektör bilgilendirilmeli; turistik tesislerin eleman çalışma koşulları, iş sağlığı ve güvenliği bakımından etkin bir şekilde denetlenmelidir.

Tüm bu tanıtım ve pazarlama faaliyetlerinin başarılı sonuç vermesi ülkemiz için doğru ve iyi bir imaj yaratılmasına bağlıdır. Bu sebepten dolayı ülkemiz turizmini doğrudan etkileyen terörist faaliyetlerin, demokrasi, insan hakları gibi konulara ilişkin olarak dış basında yer alan olumsuz yayınlar ve Türkiye"nin coğrafi konumu nedeniyle yakın bölgesinde yaşanan savaşlar ile siyasi istikrarsızlıkların neden olduğu imaj sorunlarının olumsuz etkilerini azaltmaya dönük tanıtım çalışmaları yapılmalı.

Kısacası, ülkemizin “Halkla İlişkilerini” (PR) en iyi stratejilerle yönetmek ve yürütmek bizim elimizde…Evet! Turizmin bitmek tükenmek bilmeyen duygusal yönleri hayatımızın her anında bizimle nefes alıyor, nefes veriyor. Ve de; ne olursa olsun nefes alıp, nefes vermeye devam edecek…
Sevgilerimle,

Derya Şen

Sosyolog