• BIST 10891.42
  • Altın 2529.106
  • Dolar 32.8951
  • Euro 35.7068
  • İzmir 36 °C
  • İstanbul 28 °C
  • Antalya 30 °C
  • Ankara 28 °C
  • Turizmin Sesi Dergimizin Haziran 2024 64'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Mayıs 2024 sayısı çıktı
  • Turizmin Sesi Dergimizin Nisan 2024 62'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Haziran 2024 64'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Mayıs 2024 sayısı çıktı
  • Turizmin Sesi Dergimizin Nisan 2024 62'nci Sayısı Yayında 

Starbucks’ta Şenlik Var!

KONUK YAZAR
Boğaziçi Üniversitesi’ndeki Starbucks “işgal”inin bugün 14.üncü günü. Üniversite öğrencileri sesleri duyulana kadar bölgeden ayrılmaya niyetli değil. Şarkılar söyleniyor,  yemekler yapılıyor, buz gibi havada yapılan çaylar içleri ısıtıyor. Onlar direnmeye devam ediyorlar. Ucuz ve kaliteli yemek yeyip sohbet edebilecekleri sıcak bir yer istiyorlar “yerleşke”lerinde. Aslında tepkileri Starbucks’a değil, öğrenciyi birer “müşteri” olarak gören okul yönetimine. Starbucks’ın açılması olayın artık son damlası olmuş. Bir “franchise” olan Starbucks markasının kriterlerine göre, o ortamda “koku yapan” herhangi bir restaurant ya da kafenin açılamayacağı olayın boyutunu gözler önüne seriyor. Ayrıca belirtelim ki, bu “işgalci” arkadaşların bir kısmı yabancı sermayeye karşı olsa da, diğer bir kısmı günlük hayatlarında Starbucks’a giden fakat bir devlet üniversitesi olan Boğaziçi Üniversitesi’nde böyle bir “ticarethanenin” açılmasına karşı olan, herkes için “ucuz ve sağlıklı” yemek isteyen öğrencilerden oluşuyor.
 
zeynep-hardal-002.jpg
 
 Starbucks’ı şenlik yerine dönüştüren üniversite öğrencilerinden gelen çağrı ise şu şekilde:
“Hem hep birlikte hatırlayalım diye hem de ortak bir hafızaya katkıda bulunmak amacıyla (en nihayetinde 148 yıllık üniversitemiz var!)  Starbucks’ın açılmasıyla hız kazanan ticarileştirme ve nezihleştirme sürecine bir göz atalım istedik. Bilenleriniz bilmeyenleriniz; zamanında bu okulda öğrenci kantini diyebileceğimiz  bir yerler  vardı.  Sahiplenebildiğimiz, paramız olsun ya da olmasın oturup karnımızı doyurabildiğimiz, iki muhabbetin belini kırıp neşelendiğimiz, kısaca ‘bizim’ diyebildiğimiz öğrenci dostu bir mekân (hem de Güney Kampüs’te).
 
Üniversitelerin ticarileştirilmesi ve nezihleştirilmesi dediğimiz süreç kulağa çok soyut gelebilir ama aslında bizim hikâyemizle birebir kesişiyor. 2008′de Orta Kantin’in kapatılması, kulüplerin okulun en merkezi yerinden alınıp şu an  çoğumuzun yerini bile bilmediği GYM’e taşınmaya çalışılması, teknoparkın başbakanlı ve polisli açılışı gibi yakın zamanda gerçekleşen pek çok olay kampüsün bu tarz bir dönüştürülme sürecine tabi tutulduğunu açık ediyor. Kulüp odalarının taşınmasına karşı yapılan kitlesel eylemle bugün hala kulüpler eski yerlerinde duruyorsa da özellikle güney kampüste yoğunlaşan bu soylulaştırılma ve ticarileştirilme süreci hız kesmeden devam ediyor.
 
Akbank, Garanti, Finansbank, Vodafone ve kahveye doymayan kampüsümüzde İlly, Robert’s Coffee,  Dunkin’ Donuts ve son olarak da Starbucks. Okulun küresel şirketlere açılmasıyla birlikte kampüs  çok uluslu firmaların ticari faaliyetlerini yürütebildiği bir pazar haline geldi.  Okulumuzda ders veren CEO’lardan tutun, şirketine tazecik eleman seçen patronlara kadar herkese yer var, bir bize yer kalmadı. Ne ucuz yemek, ne muhabbet edilebilecek bir alan, ne de siz ne istiyorsunuz diye soran var.
Bir sorsalar anlatacaktık velhasıl madem onların sormaya niyetleri yok biz anlatalım istedik. Öğrenci ‘yerleşke’mizde yerleşmek niyetindeyiz. Ucuza ve sağlıklı yemek yemek mesela. Bizim  olan alanlarda tüketim zorunluluğu olmaksızın var olabilmek; kampüs içinde bedava ulaşım sağlayabilmek, öğrenciliğimizi ‘kanıtlayan’ belgelerimize ücretsiz sahip olabilmek gibi çok temel isteklerimiz var. Bu sebeple Starbucks’ı ‘mesken’ tuttuk ve kendimize ait alanları geri alabilmek adına bir adım attık. Devamını da getirelim diyoruz, salı günü saat 14′te kütüphane önünde toplandıktan sonra, önce rektörlüğe yürüyoruz sonra çayımızı, pastamızı, böreğimizi kapıp (daha neler var neler!) Starbucks’a şenliğe gidiyoruz.
Eee madem buralar bizim ‘yerleşkemiz’, biz de artık yerleşelim.”
 
zeynep-hardal2-001.jpg
 
 
Ne yazık ki, okul içinde bedava ulaşım sağlayabilmek bir yana, öğrencilerin az parayla sağlıklı beslenebileceği bir kantin ya da yemekhane bile yok. Umuyoruz ki okul yönetimi kısıtlı bir alana sahip olan üniversitede bir Starbucks ya da “take away”lerin açılmasındansa, öğrencilerin de görüşlerini dikkate alarak, ihtiyaca yönelik, herkesin faydalanabileceği “ucuz ve sağlıklı” yemek yenilebilecek yerler açılmasına destek verecek ve üniversite yemekhanelerinin fiyat ve kalite konusunda iyileştirilmesi konusunda öğrencilerle en kısa zamanda uzlaşmaya varacaktır.
Herkese sağlıklı bir yeni yıl dilerim,
Zeynep Hardal
 
  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 27 Şubat 2007 Turizmin Sesi | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : +90 216 481 51 21