• BIST 9652
  • Altın 2960.569
  • Dolar 34.6806
  • Euro 36.7281
  • İzmir 21 °C
  • İstanbul 19 °C
  • Antalya 25 °C
  • Ankara 18 °C
  • Turizmin Sesi Dergimizin Ekim 2024 68'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Eylül 2024 67'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Ağustos 2024 66'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Ekim 2024 68'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Eylül 2024 67'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Ağustos 2024 66'nci Sayısı Yayında 

Kadın işi? Erkek işi?

KONUK YAZAR

Evrim ve doğal seçilim, uyum sağlamaya dayalıdır ve uyumsuz canlı yok olur ilkesine göre şu an olan durum en uygun olanı ve normal olanıdır. Yani; Kadın bugün şikayet ettiği konumu kendisi istemiştir. İş kolları geçmişte bu şekilde değildi. Kaba kuvvet, fiziki dayanım, tehlikeli mücadeleler, ölümüne savaşmak gibi işleri erkeğe bırakıp, ben bayanım narinim diyen kadın güvenli yuvasın da erkeğine lojistik destek vermek, yeni nesli büyütmek gibi zor olsa bile daha risksiz işleri kendisi üstlendi. Durum böyle olunca da erkek gücü kullanan, otoriter, savaşcı bir tutum sergiledi. Erkeğe erkekler ağlamaz, sen aslansın, delikanlısın, sağlam dur, yıkılma, savaş gazını binlerce yıl verdiler. Erkek de kendisine biçilen role uyum sağladı.


Şimdi ise iş ortamında fiziki yıpranımı olmayan, güvenli ve masa başı işler var. Kadın bunu anladığı anda uyanık davrandı. Çalışmak varken neden ev işi yapayım demeye başladı. Anlamadığı ise şuydu, milyon yıldır süren bir düzenin uyanığı sadece kendisi değil. O zaman erkeğe gaz veren kadın verdiği gazı 5-10 yılda alamaz. Her toplumsal dönüşüm uzun süreçler harcar ve sonunda sessiz sedasız gerçekleşir. İşte şurada toplum değişti diyemezsiniz, yavaş yavaş gelişir ve belirgin izi olmaz.Ailemi korumak için savaşan bensem, askere giden bensem, krikoyla lastik değiştiren bensem, sabaha kadar gece bekçiliği ya da kargo taşımacığı yapan bensem, ailem aç kalmasın diye her türlü pisliği göğüsleyen bensem ve 50 kiloluk mutfak tüpüne sıra gelince de canım şunu mutfağa taşırmısın diyen kadınsa, benle eşit olmadığını anlaması gerekir.

Sadece bilim insanlığı ve masa başı işi mi var. Bu ülkenin dadılara, aşçılara, güvenlik görevlilerine, çöpçülere, fabrika işçilerine, logar açacak iş gücüne vs. ihtiyacı yok mu? Bunları genel de neden hep erkekler yapar? Madem eşitiz buyurun gelin beraber bunları da yapalım. Ama yok, bunlara gelince eşitlikten bahsetmiyorlar. Ama iş kolay ve yorucu olmayınca biz de yaparız, çalışırız diyorlar.
Kadın budur! Yarının ilkel dünyasın da yine bunu yapacak. Bu bir savunma mekanizmasıdır. Yine erkeği dışarı yollayacak, kendisi evin de duracak, yine erkeğe hadi aslanım diyecek. Ama ofiste oturup masa başında para kazanmaya gelince bende çalışırım, köle değilim edebiyatına geçiş yapacak. İhtiyaç ortaya çıkınca zaten değişim kaçınılmazdır. İstisnalar vardır ama genel geçer durum budur.Evet eşit değiliz farklıyız. Milyonlarca yıl bizi farklı kulvarlarda üstün ve farklı özelliklerle evrimleştirdi. Kadının da, erkeğin de birbirlerinden üstün olduğu farklı kulvarlar vardır. Zeki insanlar hak ettikleri yerler de değillerse kadın yada erkek bunun cinsiyet ayrımıyla değil, eğitimle ilgisi vardır.

Evrim davranış ve psikolojik yapının da zamanla biçimlenmesinden sorumludur. Ve bunu biyolojiden destek alarak gerçekleştirir. Yani kadının ve erkeğin belli alanlar da yoğunlaşmasının sebebi sadece toplumsal baskı değildir.Sadece kadın erkek ilişkisin de erkekten ve kadından beklenenlere bir dikkat edin. Bunu modern toplumda da yapmayın, bir güney Amerika yada Afrika kabilesini inceleyin. Kadının ve erkeğin rolü bellidir. Erkek genel anlam da güvenlik sağlarken kadın ailenin temel bileşenidir. Modern toplum da böyle olmak zorunda mı? Hayır ve ayrıca roller konusun da istisnai durumlar da mevcuttur. Ancak kadının erkeğin yaptığı her şeyi yapmasını beklemek ve hatta zorlamak pek doğru bir eylem değil fikrimce. Kadınsı erkekler nasıl genel kadın tanımlamasına çekici gelmiyorsa, erkek gibi olmaya çalışan kadınlar da erkeklere cekici gelmeyecektir. Sonuçta bir ilişki kurabilmek için o ilişki de bir kadına yada erkeğe ihtiyaç duyulması gerekir.

Kadınlar erkeklerin yaptığı çok fazla işi çok da iyi yapıyor zaten. Ayrıca kadın işi erkek işi diye ayırmak zaten toplumsal cinsiyet rollerini onaylamaktır. Ayrıca kadının bu işleri yaparken erkeksileşmesi gerekmiyor. Kadının sosyal hayat ya da iş alanların da olmasından rahatsız olan güruhlar yıldırmak için her türlü tacizi kullanırlar. Bu tacizden kurtulmak için kadının çaresidir biraz erkeksileşmek. Yoksa başka türlü çalıştırılmayız, yükselmemize tahammül edilmez, her türlü engeli yaşarız / yaşıyoruz da :(

Kadınlar ve erkekler zaten eşit değil, sosyal adalet ile fiziksel verimlilik olgularını birbirine karıştırıyoruz. Kadınlar EŞİTLİK olmasını daha çok ofis işleri gibi getirisi yüksek işler için istiyorlar. Ayrıca pek çok iş yerinde kadınlara erkeklere sağlanmayan ayrıcalıklar tanınıyor. Erken çıkma yada mesai yapmamak gibi. Haliyle daha az çalışan kadın bu ayrıcalıklara rağmen gene de eşit ücret talep ediyor. Eğer aynı miktardaki emek için daha az ücret veriliyorsa düzeltilmeli ancak bu genel de böyle değil. Kadınların daha rahat olduğu için tercih ettiği bir iş alanı grubu olduğu su götürmez bir gerçek. Ve her ne kadar bazı durumlar da gerçekten de erkek dayatması olsa da kadınların bazı işleri diğer işlere göre daha fazla seçmesi de KADIN İŞİ ve ERKEK İŞİ olgusunun oluşmasında büyük bir etken. İnşaat sektöründe çalışan kadın işçi sayısı buna büyük bir örnektir. Burada yapılan hata olgunlaşmış toplumlar için geçerli olan bazı gerçekleri daha az gelişmiş toplumlardaki değer yargıları ile karıştırmaktır.Japon yapıştırıcısının güçlü bir malzeme olması onunla uzay mekiği yapılabileceği anlamına gelmez.

 

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 27 Şubat 2007 Turizmin Sesi | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : +90 216 481 51 21