GENÇLİĞİN DOĞAL SIRLARI

Ölümsüzlüğün formülü var mıdır acaba? varsa da yoksa da bizler görebilecek miyiz veya yaşayabilecek miyiz?...Genç ve çekici kalabilmek, güzel ve yakışıklı olmak birçoğumuz için önemlidir. Güzellik, yakışıklılık veyahut çekicilik kavramalarını göreceli olarak değerlendirenlerdenim.

İşin konusu; sağlık, bedensel ve ruhsal gençlik olunca bu konudaki düşüncelerimi samimiyetle bir de benim dilimle, Siz değerli okurlarımla paylaşmak isterim. Kadınlar veyahut erkekler, her iki cinsin, her yaştan ruh ve beden sağlıklarını koruma yollarına başvurduğunu görüyoruz. Elbette ki, genç görünmek istiyor olmamız, genç hissetmek istiyor olmamız en doğal hakkımız diye düşünüyorum.  Bahsettiğim şey yüzde veyahut beden de oluşan çizgilerden ziyade, ruhun ve bedenin bir bütün olarak kendini genç ve doyumlu hissetmesi…

Sabahları nasıl uyanırsanız, tüm gününüzün de o şeklide devam ettiğini biliyor muydunuz? Evet, bu bir gerçek…Bu gerçeği kendi hayatımda yaşıyorum. Güne başlayacağınız 15 dakikalık nefes meditasyonu veyahut yatakta gözleriniz kapalı hiçbir şey düşünmeden geçirdiğiniz bir 15-20 dakikanın hayatımıza kattığı değer ne kadar önemlidir ki maalesef farkındalıklarımızın farkına varamadığımız zamanlar olabiliyor…Her sabah kalmadan önce yapılan beden egzersizleriyle beraber güne büyük bir bardak ılık bir su ile başlamak metabolizmayı ciddi anlamda hızlandıran faktörler.

Gün boyunca enerji seviyemizi koruyabilmek için ara ve ana yemek öğünlerimizi kaçırmamamız gerektiğini düşünüyorum. Erken kalkıp, yapacağımız güzel bir kahvaltı ile diğer öğünlerimizi de dengeleyebilmek elimizde…Yemek yemeyi bir yaşam tarzı, bir kültür olarak değerlendirdiğimizde, dengeli ve düzenli beslenmenin bedenimizi ve ruhumuzu hayatımızdaki zorluklara karşı korumada faydalı olacağına inanıyorum. Böylelikle, sindirim sistemimizi hızlandıracak besinler tüketerek daha dinç ve dinamik olabiliriz. 

Birçoğumuz, yoğun bir iş temposunda mücadele ile hayatlarımızı devam ettirmeye çalışıyoruz. Ordan oraya bir koşturmaca, bir kaos…Bu yoğunluk çoğu zaman ruh ve beden sağlığımızı metabolizmamızı ciddi anlamda olumsuz etkileyebiliyor. Hatta ve hatta sinir sistemlerimizi bozabiliyor. Tansiyon vs. gibi hastalıkların oluşumuna sebebiyet verebiliyor. İş dışında günlük yapacağımız aktivitelerimiz; dans, pilates, yürüyüş, uzak doğu sporları, streching, yoga vs…hayata karşı kendimizi daha rahat ifade etmede kolaylıklar sağlayabiliyor. 

Hani derle ya; “günde 8 saat uyku şart”. Uyku saatleri kişilerin yaşına ve yaşam tarzına bağlı olarak değişebilir. Ama ne olursa olsun, yaşantıma paralel, günde 6-8 saatleri arası uyumanın cilde ve beyin fonksiyonlarımıza çok faydalı olduğunu söyleyebilirim. Daha doğrusu güzel bir uyku sonrasında, kendimi zinde hissediyorum, bana iyi geliyor. 
Yaklaşık 5 yıl önce, bir zamanlar baş tacı ettiğim sigarayı hayatımdan çıkarttım. O gün bugündür hem tenimde hem de ciğerlerimde rahat nefes almanın hazzını yaşıyorum.

Sigarayı içene de içmeyene de saygım sonsuz… Şunu unutmamak lazım; sigara zoraki bırakılmaz, onu bırakmayı gerçekten beyninle, tüm kimyanla istemen lazım. İşte o zaman bedeninin, ruhunun isteklerine cevap verebilirsin…Bir sonraki yazımda eğer arzu ederseniz, merak duyarsanız, sigarayı nasıl bıraktığımı anlatabilirim…

Şuan için aklıma gelenleri, aktarmaya çalıştım. Kısacası; mutluluğun formülü bazen aşklarımızda, bazen yediklerimizde, bazen yaşanmışlıklarımızda bazen de yaşayamadıklarımızda saklıdır…Elbetteki zaman karşı önlemlerimizi alalım. Cildimizde masum kırışıklarımız oluşsa da, gülmeyi ve mutlu olabilmeyi kendimizden esirgemeyelim. Bunu yapabildiğimiz sürece, hayatta doyum noktasına erişebileceğimize inanıyorum. Bizler, zamanı geri getiremeyiz, fakat zamanın ötesinde bedensel ve ruhsal dinamikliğimizi daima koruyabiliriz. .. 
Güler yüzünüzle, sevgiyle kalın…
Derya Şen
Sosyolog