• BIST 9652
  • Altın 2960.569
  • Dolar 34.6806
  • Euro 36.7281
  • İzmir 21 °C
  • İstanbul 19 °C
  • Antalya 25 °C
  • Ankara 18 °C
  • Turizmin Sesi Dergimizin Ekim 2024 68'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Eylül 2024 67'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Ağustos 2024 66'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Ekim 2024 68'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Eylül 2024 67'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Ağustos 2024 66'nci Sayısı Yayında 

Zor sınavdan geçiyoruz

BORA ÖZGEN
AB üyeliği, Serbest dolaşım, Mültecilerle mücadele ve komşularımızdaki ateş çemberi ve çözüm arayan hükümetimiz. Zor bir sınavdan geçiyoruz. Hükümet yetkilileri ikili temaslarla etkin baskı ve istekle elindeki kozu iyi kullanma çabasında. Başımıza musallat olan Terör eylemleri yitip giden canlar, acı içinde kıvranan aileler. Hepsi bir dram. Canı canla kıyıyorlar. Nedir bu canlı bomba, nedir bu katliam.
 
 
 
Dünyanın neresi güvenli. Dünya ne kadar güvenli ise Türkiye’nin her semti de bir o kadar güvenlidir. Bizler elimizden geleni yapıyor. Birlik beraberlik içinde yaşamaya çaba gösteriyoruz. Bu terör meselesini de atlatacağız. Çok sorunumuz var ama çözmek içinde yol haritamız var.  Avam Kamarasında milletvekillerinin sorularını yanıtlayan  İngiltere Başbakanı  David Cameron Türkiye’ye haksızlık yapmayalım dedi. Gören göz işiten kulak ve kalbinizle duyarlı olun. Türkiye her fırsatta  dost elini Göçmen Mültecilere uzatıyor.  Bu da AB ülkelerinin gözünden kaçmıyor ama bazıları susmayı bazıları da artık iç patlamasıyla açıklamaya gidiyor. 
 
İngiltere Başbakanı Cameron, "Suriye'den kaçan 2,6 milyon insanı ağırlayan Türkiye'nin güvenli bir ülke olmadığını söylemek Türklere hakaret olur" demesi taktire şayandır. Uluslararası Af Örgütünün "Türkiye'nin sığınmacılar için güvenli bir ülke olmadığı" iddiasının gündeme getirilmesi üzerine David Cameron, bunu söylemenin doğru olmayacağını belirtti. "Anlaşma kapsamında  Türkiye'ye verilen 3 milyar avro" Türkiye'deki Suriyeli sığınmacılara harcanması için gönderildi. Suriyeli sığınmacıların ağırlanması bakılması güvenliği hiç de kolay olmayan bir çalışmadır. AB ile  Türkiye arasındaki anlaşmanın,  İngiltere'nin daha önce açıkladığı sığınmacı kabul planlarını etkilemeyeceğini, Schengen Anlaşması'na dahil olmayan  İngiltere'nin, Türk vatandaşlarına verilecek vizesiz seyahat hakkının kapsamı dışında da kalacağını da bildirdi. İngiltere 2020'ye kadar 20 bin sığınmacı kabul edeceğini, bunları da  Suriye'ye komşu ülkelerdeki kamplardan alacağını açıklamıştı. İngiltere bugüne kadar sadece 1000 Suriyeli sığınmacı kabul etti.
 
Avrupa yolculuğunda sağ kalıp yaşam savaşını kazanıp giden göçmen ve mülteci sayısı oldukça fazla. Ancak bu rakamları bir bağlam kapsamında değerlendirmekte fayda var. Bir milyon kişi, AB nüfusunun % 0,2'sinden azına isabet ediyor. AB nüfusunun yedide biri kadar bir nüfusa sahip olan Türkiye ise 2,7 milyon Suriyeli mülteciye ev sahipliği yapıyor. Üstelik bunlar resmi rakamlar; muhtemelen gerçek sayı 3 milyonun üzerindedir.
 
Göçmenler ve özellikle artan Müslüman göçmen sorunu artık Avrupa’nın en önemli sosyopolitik konusu oldu. Esasen Avrupa genelinde göçmenlerin kabul edilmemesinin sebebi göçmenlerin sayılarından ziyade taşıdıkları kültürel değerler. Avrupa, tarihte yoğun göç vermiş ve almış bir kıta olmasına rağmen, göçmenlerin çoğunun Müslüman olması Avrupalı politikacıları tedirgin ediyor. Ortadoğu ve genelde İslam dünyasından gelen göçmenlerin Avrupa’nın liberal ve özgürlükçü değerlerine hazır olmadıkları ve uyum sağlayamayacakları fikri ön plana çıkıyor. Suriye krizi ile birlikte yaşanan yoğun göç dalgası, var olan Müslüman göçmenlerin görünürlüğünü ve entegrasyon sorununu seçim, politika ve ekonominin çok ötesinde kültürel, demografik ve dini kaygılar ihtiva eden sosyolojik bir temele taşıyor. Gelinen nokta da, Türkiye İnsan onurunu ve saygınlığını korumak, düşünce özgürlüğü ve farklı kültürlerin bir arada yaşaması için yoğun çaba sarf ediyor.
 
Türkiye ile AB arasında göç kriziyle birlikte artan işbirliğinin anlaşmasıyla Brüksel’de yapılan zirvede Başbakan Ahmet Davutoğlu, Avrupa Birliği ülkelerine yeni bir öneri sunmuştu. 28 ülke öneriyi tartışacağını son kararın Brüksel'de gerçekleştirilen zirvede verilmesi planlanmıştı. Öneriye göre Türkiye’nin kaçak yolla Yunanistan’a geçen her Suriyeli sığınmacıyı geri alması, buna karşılık aynı sayıda Suriyeli mülteciyi bir AB ülkesinin yasal yollarla kabul etmesi öngörülüyordu. Aynı zamanda, Türkiye’nin AB üyeliği yolunda atılan adımların sıklaştırılması ve yeni fasılların açılması talep edildi. Ve Türk vatandaşlarının vizesiz Schengen bölgesine seyahatinin Haziran 2016’ya çekilmesi talep edildi. Schengen konusu aslında bizim çoktan hakkımız.
 
Avrupa Birliği'ne fiili müracaatımız 1959, resmi müracaatımız ise 1963'tür  aradan 53 sene geçmiş. Serbest dolaşımdan bahsediyoruz. Bu bir anlamda ayak oyunları olabilir mi?  Nedir bu serbest dolaşım. Avrupa Birliği’nin getirdiği en büyük ayrıcalıkların başında, Serbest Dolaşım’gelmektedir. Avrupa Birliği Hukukuna göre, bir Avrupa Birliği üyesi ülke vatandaşı diğer Avrupa Birliği üyesi olan ülkelere hiçbir vize kısıtlamasına mağruz kalmaksızın gidebilir, çalışabilir ve dilediği kadar orada ikamet edebilir. Bu düzenlemenin amacı Avrupa Birliği içinde toprak bütünlüğünü sağlamaktır. Bu sayede Avrupa Birliği tek bir ülke gibi görünür. Bu uygulamanın tamamen kabul görmesiyle beraber Schengen bölgesinde kabul edilen ülkeler arasındaki sınırlar kaldırılmış olur. Serbest Dolaşım sadece birlik üyesi ülke vatandaşlarını kapsamaz. Aynı zamanda birliğe üye devletler arasında malların serbest dolaşımını da kapsar. Bu sayede birlik üyesi bir ülkede bulunan mal diğer bir üye devlete serbest olarak taşınabilir. Serbest dolaşımla hayata geçirilmek istenilen en önemli husus, birlik üyesi vatandaşların tek vatandaşlık çatısı altında toplanıp ayrımcılığın en aza indirgenmesidir.
 
Türkiye artık eski Türkiye değildir. Türkiye son yıllarda ekonomideki yapısal reformlara büyük önem verilmektedir. Geçtiğimiz dönemde özelleştirme süreci hızlandırılmış, kamu maliyesine düzen getirilmiş, ayrıca mali piyasalardan başlamak üzere tarım, sosyal güvenlik, enerji ve iletişim gibi sektörlerde önemli reformlar gerçekleştirildi. Reformlar sayesinde ekonomik kurumların altyapısı güçlendirilmiş, özerk kurumlar oluşturulması suretiyle uluslararası piyasalarda meydana gelebilecek dalgalanmalara karşı ekonomi daha dayanıklı hale getirildi. Sermaye piyasaları modern çağın anlayışına uygun şekilde yeniden düzenlenmiş, çoğu bürokratik engel ya kaldırılmış, ya da asgarî ölçülere getirildi. Bir başka açıdan da Türkiye bulunduğu coğrafya itibariyle yaşayan bir açık müzedir. 12 bin yıllık Anadolu uygarlık tarihi Hititler’den Selçuklular’a, Bizans’tan Osmanlı’ya onlarca uygarlığa ev sahipliği yapan Anadolu’da Paleolitik Çağ’dan Cumhuriyet’e uzanan süreçteki tarihi değerleri ile Türkiye hızlı büyüyen  Dünya ülkesidir. “Eğer AB Hıristiyan Kulübü değilse, Müslüman Ülke olan Türkiye’yi üye olarak almalıdır. AB ve üyeleri Türkiye’nin artık  farkına varmalıdır.
 
  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 27 Şubat 2007 Turizmin Sesi | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : +90 216 481 51 21