• BIST 9237.96
  • Altın 2947.706
  • Dolar 34.3538
  • Euro 36.7108
  • İzmir 21 °C
  • İstanbul 19 °C
  • Antalya 25 °C
  • Ankara 18 °C
  • Turizmin Sesi Dergimizin Ekim 2024 68'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Eylül 2024 67'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Ağustos 2024 66'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Ekim 2024 68'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Eylül 2024 67'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Ağustos 2024 66'nci Sayısı Yayında 

Geneli kapsayan “Restoran Boykotu”na karşıyım 

BORA ÖZGEN

Boykot hareketleri, özellikle sosyal medya aracılığıyla hızla yayılan ve toplumsal tepkileri organize etme gücüne sahip olan modern zamanların etkili araçlarından biridir. Ancak, her boykotun etkileri ve sonuçları farklılık gösterir. Son zamanlarda Türkiye'de bir ekonomistin başı çekerek ve sosyal medya kullanıcıları tarafından başlatılan eyleme katılarak zincir oluşturan "Cafe Restoranlara Gitmiyoruz" boykotu, yüksek yemek fiyatlarına karşı bir tepki olarak ortaya çıkmıştır. Evet fiyatlar fazladır. Peki ne ucuz kaldı ki...

Bu boykot, özellikle yüksek fiyatlar nedeniyle tüketiciyi mağdur ettiği düşünülen bazı restoran ve kafelere yönelik bir protesto olarak başlatılmıştır. Boykotun amacı, fiyat artışlarının sadece enflasyonla açıklanamayacağını ve bazı işletmelerin fırsatçılık yaptığını vurgulamaktır. Ancak, boykotun tüm esnafı kapsaması, özellikle zaten ekonomik zorluklarla mücadele eden küçük işletmeler için adil olmayabilir.

Esnafın zor durumda olduğu dönemlerde, boykot gibi geniş çaplı eylemlerin işletmeler üzerinde olumsuz etkiler yaratabileceği ve haksız rekabete yol açabileceği bir gerçektir. Özellikle restoran esnafı, temel girdileri olan et, yağ, un ve sebze fiyatlarının sürekli artış gösterdiği bir ortamda zaten birçok zorlukla karşı karşıyadır. Bu fiyat artışları karşısında işletmecilerin eli kolu bağlıdır; üreticiden alınan ürünler arasındaki komisyonlar ve depolarda ürün yokluğu bahanesiyle yaratılan karaborsa gibi olgular, işletmelerin maliyetlerini artırmaktadır. Bu nedenle, boykotun daha seçici ve adil bir yaklaşımla uygulanması gerektiği savunulabilir.

Tüketicilerin, fiyatları yüksek buldukları yerlerde bireysel tercihler yaparak tepkilerini göstermeleri, genel bir boykot yerine daha etkili bir yöntem olabilir. Restoranlar için de benzer bir durum söz konusudur. Verilen hizmetin dışında kuvert ve servis ücreti gibi eklentiler, menü fiyatlarına ekstra yansıtılmaktadır. Menüde belirtilen fiyatın dışında ekstra ücretlerin alınması, tüketicilerin tepkisini çekmektedir. Bazı restoranlarda suyu bardağa koymak için bile ekstra ücret talep edilmektedir. Bu durum, halkın bilinçlenmesi ve o işlemi yapan restoranlara gitmeyerek tepki göstermesiyle değişebilir.

Tüketicilerin bilinçli davranışları ve seçimleri, piyasa dinamiklerini etkileyebilir ve işletmeleri daha adil fiyat politikaları uygulamaya teşvik edebilir. Ayrıca, tüketicilerin menü fiyatlarını sorgulamaları ve yüksek fiyatlar karşısında yerinde tepki vermeleri, işletmelerin fiyat politikalarını gözden geçirmelerine neden olabilir.

Sonuç olarak, boykotlar, tüketici haklarını koruma ve farkındalık yaratma konusunda önemli bir rol oynayabilir. Ancak, boykotların adil ve dengeli bir şekilde uygulanması, hem tüketicilerin hem de esnafın çıkarlarını gözetmesi gerekmektedir. Tüketicilerin bilinçli tercihleri ve tepkileri, piyasada daha sağlıklı bir rekabet ortamının oluşmasına katkıda bulunabilir. Ben bu boykotun geneli kapsamasına karşıyım ve desteklemiyorum.
 

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 27 Şubat 2007 Turizmin Sesi | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : +90 216 481 51 21