• BIST 9652
  • Altın 2960.569
  • Dolar 34.6806
  • Euro 36.7281
  • İzmir 21 °C
  • İstanbul 19 °C
  • Antalya 25 °C
  • Ankara 18 °C
  • Turizmin Sesi Dergimizin Ekim 2024 68'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Eylül 2024 67'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Ağustos 2024 66'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Ekim 2024 68'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Eylül 2024 67'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Ağustos 2024 66'nci Sayısı Yayında 

Şimdi Anlıyorum

KONUK YAZAR
Hayatta pasta yapmak kadar eğlenceli olsa keşke..
İlk bu işe heveslendiğim günleri hatırlıyorum da, unu, şekeri, sütü önüme aldığım zaman yapamayacağım hiç bir şey yok gibi hissederdim.. Aslında aşık olduğum bu hobinin günün birinde işim olucağını bilmeden öyle çok bağlanmıştım ki yaptıklarımla evde kısa süre de kilo artışları hızlandı.. bize yetmiyormuş gibi bütün mahallede bizimle birlikte kilo almaya başladı tabi... 3 kg dan tutulan mantı hamurlarının kaç haneyi doyurduğunu hepiniz tahmin edebilirsiniz sanırım.. bizim mahallede benim mantımı yemeyen kalmamıştı..
 
Ama o zaman daha güzel, daha kolaydı herşey tabiki.. 90 larda çocuk olmak, genç olmak güzeldi.. öyle evde yapılan tatlılar yemekler komşulara dağıtılırdı o zamanlar, sofralar kalabalık olurdu.. güzel bişey pişirilmişse akşam paylaşılırdı.. paylaşıldıkça tadı çıkardı çünkü.. miss gibi bir kek kokusu geliyorsa dairenin birinden hiç çekinmeksizin kapısı çalınırdı o dairenin.. bir dilim istenebilirdi.. oysa günümüz türkiyesinde diil bi komşunun kapısını çalmak, kapı açıldığında günaydın demekten, yüzüne bakıp gülümsemekten  aciz bi toplum olduk.. ama aslında olmadık..olmak zorunda bırakıldık.. korkutulduk.. hala da korkuyoruz..
 
Ben mis gibi çikolatalı kurabiye kokularının yükseldiği, çocukların kahkahalarla top peşinde koştuğu, ellerinde tazecik ekmeklerin içine sürülmüş ev yapımı salçalarla etrafta dolaşan, köşe başında kız çocuklarının huzur içinde ip atladığı bi topluma doğmuştum halbuki kız çocukları 18 yaşına kadar kız çocuğuydu benim doğduğum zamanda. 13 ünde gelinlik giydirilen çocuklar yoktu o zaman.Çocuklar çocuk, adamlar adam, insanlar insandı. insandı diyorum çünkü insanlığını yitirmiş bir toplumun içinde son çırpınışlarımız bunlar.
 
2020 yılının Türkiyesini düşünmekten korkuyorum artık.
Bu ülkede yetiştirmeye çabaladığım iki çocuğumu nasıl büyüteceğimi düşünmekten korkuyorum.
Her seste irkilmekten, her gök gürültüsünü bomba sanmaktan yoruldum.
 
Ben küçücükken bir şarkımız vardı. 
Canım ağabeyimle söylediğim. 
Hiç sözlerini anlamadığım ama çok sevdiğim.
 
Korkuyorum anne
Al beni içine, alışamadım anne 
Al beni yine
Orduya istiyorlar
Savaş çıkar diyorlar
Silah veriyorlar anne
Bana öldür diyorlar
Yat diyorlar anne
Kalk diyorlar
Beynimi yiyorlar anne beynimi yiyorlar
Kapat televizyonu anne
Senide kandırıyorlar
Oyunu verme anne, oyuna gelme anne.
 
Şimdi anlıyorum ne yazık ki... bu şarkıyla Ne demek istendiğini...
  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 27 Şubat 2007 Turizmin Sesi | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : +90 216 481 51 21