• BIST 9652
  • Altın 2960.569
  • Dolar 34.6806
  • Euro 36.7281
  • İzmir 21 °C
  • İstanbul 19 °C
  • Antalya 25 °C
  • Ankara 18 °C
  • Turizmin Sesi Dergimizin Ekim 2024 68'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Eylül 2024 67'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Ağustos 2024 66'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Ekim 2024 68'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Eylül 2024 67'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Ağustos 2024 66'nci Sayısı Yayında 

GREEN SLOVENIA

KONUK YAZAR

Yeşil görmeye  gerçekten bu denli hasret mi kalmışız? Başka türlü nasıl açıklanabilir ki ayakbastığım an gözüne fener tutulmuş tavşan şaşkınlığında kalakalmam..Hergün biraz daha beton yığını haline gelen can'ım İstanbul'umdan sonra el değmemiş doğa harikası bir ülkeye anında uyum sağlamak zor tabii.Neyse kısa süreli seyahati  üzücü  kıyaslamalar ile  mahvetmeden  ilk önce Ljubljana (Lübliyana) 'yı bir gezelim bakalım..Slovence'de “sevgili (beloved)” anlamına gelen Ljubljana, nehrin iki yanında ki cafeler ile görselliğinin  yanısıra huzuru da beraberinde sunuyor insana..En güzeli de insanlarının yüzünde ki o mutluluk ifadesi,nasıl sıcakkanlı, nasıl misafirperver insanlar anlatamam..Muhteşem  yeşillikte ki  doğa örtüsü  huzur olarak ruhlarına yansımış adeta..

Meşhur Preseren Meydanı'na adını veren  şair France Preseren'in çok hüzünlü bir hikayesi var.Aşık olup bir türlü kavuşamadığı Julia'sına hasret ölen şair meydanda ki heykelinin karşısında ki  bir evin duvarında yer alan  Julia'nın  kabartma heykeli ile bakışmakta yıllardır.... Eh bu romantik ortama da ölümsüz   aşk öyküleri yakışırdı zaten şaşırmıyor insan ...Kısa sürede tamamlanan şehrin simgesi haline gelmiş ejderhalar ve köprülerin görüldüğü  Lübliyana gezisinin ardından Slovenya'ya gelip te görmeden dönülmeyecek ,en fazla turist çeken  muhteşem Bled gölüne doğru yola çıkılır.

Yol üzerinde sevimli  Radovljica Kasabası'nda yemek ve Lectar Evi'nde zencefilli kurabiye  yapımını izledikten sonra nihayet Bled Gölü ve  anılardan asla silinmeyecek görüntüler eşliğinde Kale'den kuşbakışı göl görüntüleri,Ortaçağ'dan kalma şaraphane'de şarap tadımı derken her güzel şey gibi bitiyor Bled macerası da..Ama bitmedi sırada Slovenia'nın Adriyatik kıyıları olan   Piran ve Portoroz  kasabaları var daha görülecek.Piran küçük ama müthiş sevimli bir kasaba,akşam yemeğimizi sahilde harika bir Restaurant'ta yedikten sonra Portorozda ki beş yıldızlı otelimize gidiyoruz konaklama için.Geceyi Portoroz'un en büyük ve ünlü bir Casino'sunda bitirmekte ayrı bir keyifti doğrusu..


Ertesi gün 2 gece konaklayacağımız ünlü Termal bölgesi Terme Catez'e doğru yola çıkıyoruz ,yine gözlerimiz yeşile bürünmüş bir haldeyiz varana kadar haliyle..Hotel Toplice Catez'de konakladığımız sürede Work Shop'tan arta kalan zaman diliminde devasa büyüklükte ki Termal Havuzlardan faydalanma fırsatı da bulabildik neyse ki..Dönüş günü geldiğinde ben  ve dünyanın çeşitli bölgelerinden gelen Turizmciler doğa ile bunca bütünleşmiş,sakin, huzur dolu bu Ülke'ye daha fazla tur düzenleme düşüncesinde idi.. 

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 27 Şubat 2007 Turizmin Sesi | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : +90 216 481 51 21