• BIST 10891.42
  • Altın 2529.106
  • Dolar 32.8951
  • Euro 35.7068
  • İzmir 36 °C
  • İstanbul 28 °C
  • Antalya 30 °C
  • Ankara 28 °C
  • Turizmin Sesi Dergimizin Haziran 2024 64'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Mayıs 2024 sayısı çıktı
  • Turizmin Sesi Dergimizin Nisan 2024 62'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Haziran 2024 64'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Mayıs 2024 sayısı çıktı
  • Turizmin Sesi Dergimizin Nisan 2024 62'nci Sayısı Yayında 

ESKİLER DOĞRU SÖYLERMİŞ

BORA ÖZGEN

Büyüklerimden duyardım, şöyle derlerdi, her türlü sosyal faaliyet adına, iş ve alışveriş yaparken, dostluklar ve arkadaşlıklar edinirken insanlar, öncelikle muhattabının asaletine(soyuna), giyim,kuşam ve nizamlarına ve nihayetinde konuşmalarına bakarak adilane bir karne düzenleyip, bu karneye göre muhattapla yakınlık,uzaklık mesafesi belirler diye... Hala da bu geleneği sürdürenler var.Ne Mutlu onlara!

 

Oysa;"BİR KRAL İLE  BİR İŞSİZ ,HEP AYNI İŞTAHLA ACIKIRLAR," (Belki çok az farkla) aynı oranda doyarlar, ısınırlar, giyinirler. Kral ne kadar farklı giyinse de hep bir pantolon ve gömlekten ibaret değil midir üstündekiler?

Bizim endişelerimiz, aç veya açıkta kalmak değil.Bizim
endişelerimiz, lüks yaşamdan mahrum kalma fobilerinden ibarettir.
Bu türden olan endişelerimiz elbetteki gelecekle ilgili olan bütün
planlarımızı şekillendirmektir.

Mutlaka hayattan istekler fazla değildir. Olması, olmasının istenmesi, elbette ki normaldir. Oysa ki bizim Türkiye'mizde bu hayallere ulaşıncaya dek ömür törpüleniyor. Ama tam da burada problemlerimiz oluşuyor.

Benim bugünkü köşeyi buralara çekmemin sebebi de çok sevgili dostuma kırgınlığımdır.Yıllarını çalışma hayatına adamış geldiği noktaya bakıldığında güzel geçen hızlı akan bir zaman var... .Bu tarz çalışan  emek veren kişilerin geldiği nokta bu olmamalıdır. İnsanların amacı hep iyi bir yaşam ve refah içinde olmalıdır.İmkanları sınırlı olan duayenler  borçlu olmalarından,kendini boçlu hissetmelerinden dolayı, tümüyle maddeye bağımlı, tümüyle maddi düşünür olmamalıdır. Para tüm itiyaçların öngörüsüz ihtiyatı oluyor. Bu düşkünlük dostlarını dostlukları da zedeliyor.

Bu madde ve ona sahip olma hırsı maneviyatımızı, kişiliklerimizi, bizi biz eden değerlerimizi ve hemen hemen hepsini acımasız biçimde etkiliyor.
Para, sadece ayakta durabilmek için olmalıdır oysa. Biz yanlış
yönleniyoruz,yönlendiriliyoruz. Fazlası göz çıkarmaz ama mutlaka değiştirir.Öyleyse bu para hırsı nedir? Dostluk mu? Para mı?

Tıpkı şairin dediği gibi; "BİN YIL YAŞASA DA İNSAN,ENİNDE SONUNDA O KÖR,KANBUR KUTUYA GİRMEYECEK Mİ?

Sözü şuraya getirmeye çalışıyorum.MAL SAHİBİ MÜLK SAHİBİ HANİ BUNUN İLK SAHİBİ DERLER ya aynen o misal...

Filozofların, din alimlerinin, bilim adamlarının, işi düşünmek, yazmak ve üretmek olan onca kişiden örnek almalıyız kendimize. Hayatlarını okuduğumuzda mal ve mülkten çok bilgiye, asalete, hidayete ve ahlak'a öncelik verdiğine dikkat çekmek isterim.

Öyle olsaydı; ilk vahiy "OKU" değil de "KAZAN" olurdu. Değil mi?

İnsanlık paraya mahkum olmasın. En azından değer
yargılarımız buna göre şekillenmesin, Hedeflerimiz daha onurlu ve manidar
olsun. "Gururumuz" etik ve emek içeren her olguya karşın önyargısız
kabarmalı. Kendimiz, ailemiz, çevremiz ve bütün insanlarımız için.
İnsanı insan yapan onca değer varken para değil Dostluk kazansın...

 

  • Yorumlar 3
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Yazarın Diğer Yazıları
    ÇOK OKUNANLAR
    Tüm Hakları Saklıdır © 27 Şubat 2007 Turizmin Sesi | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : +90 216 481 51 21