2022 YILINA VEDA EDİYORUZ

İyi kötü bir yılı geride bırakıyoruz. 2022 yılı turizm sektörünün dünyayı saran salgın nedeniyle kapanmanın bittiği yaralarının sarıldığı bir yıl olduğunu görmek mümkün. Hedeflerimizi 47 milyon turist 37 milyar dolar olarak yukarı yönlü revize etmiştik. Yılsonu hedefimizi tekrar revize ederek 50 milyon turist, 44 milyar dolar olarak yılsonu hedefimizi yukarı yöne revize ettik. Eylül sonu itibariyle ülkemize gelen yolcu sayısı 40 milyon 246 bin oldu. Gelir de 35 milyar dolar oldu. Yıl sonu hedef ise 50 milyon turist 44 milyar dolar olarak açıklandı. Özellikle bu yıl Türkiye’nin dört bir yanında birçok şehir tanıtım yaparken fuar ve tanıtımlara ev sahipliği yaptı.

16. TTI İzmir Uluslararası Turizm Ticaret Fuar ve Kongresi kapsamında, şehirlerin düzenledikleri festivaller hem yerli hem yabancı turist için ilgi çekici oldu. 16. TTI İzmir Uluslararası Turizm Ticaret Fuar ve Kongresi kapsamında, İzmir’deydim. TTI İzmir’in ilk gününde, sektör temsilcilerinin katılımıyla yoğun bir fuar gündemi vardı. İlk günü turizmciler stantları gezerek işbirliklerini güçlendirdi ve dostlarını görme şansı buldu. Ulusal ve uluslararası turizm aktörlerinin büyük ilgi gösterdiği 16. TTI İzmir Uluslararası Turizm Ticaret Fuar ve Kongresi, dünyanın pek çok ülkesinin ve Türkiye’nin dört bir yanındaki kentlerin, kültürel, tarihi ve doğal güzelliklerin, gastronomi zenginliklerinin dünyaya tanıtılmasında büyük rol oynadı.

Antik kentleri tarihi yapıları ile UNESCO Dünya Miras Listesi’ne giren kentler de 16. TTI İzmir Fuarı çatısı altında bir araya gelirken ziyaretçilerden büyük ilgi gördü. TTI İzmir, katılımcılardan büyük ilgi görürken üç gün boyunca, 102 ülkeden 959’u yabancı ve Türkiye’nin 62 ilinden 34 bin 543’ü yerli olmak üzere toplam 35 bin 502 ziyaretçiyi ağırladı. Bu ziyaretçi ve katılımcı sayılarını görmek beni mutlu etti.

Turizm ülkelerin en önemli gelir kaynaklarından birisi. 3 tarafı denizlerle çevrili cennet vatanımız Türkiye son derece şanslı bir ülke. Üç tarafı denizlerle çevrili olması, 4 mevsimin bir arada yaşanması, kolay ulaşılabilir bir konumda olması, ülkemizin turizm çeşitlenmesi açısından büyük potansiyeli tercih sebebi olmaktadır.

Böylesi zengin potansiyele karşı turizmden hak ettiği turist sayısı ve gelirine ulaşamamaktadır. Türkiye çok daha fazla turist ve geliri hak ediyor. Turizmi yalnızca ekonomik bir kazanç kapısı olarak görmek yerine ülkemizin tanıtımı, kültürümüzün tanıtımı gibi fırsatlar açısından da değerlendirmek gerekir.

Turizmin gelişmesi için STK’lara, İşletmecilere, vatandaşlara düşen önemli sorumluluklar vardır. Bizler, hizmet verenler, vatandaşlar olarak turistlere güler yüzlü, hoş görülü ve saygılı olmalıyız.

İzmir'de turizmi 4 mevsim, 12 aya yayacağız diyen Tunç Soyer iyi niyetlerle hedefini belirliyor. Ancak İzmir'de belirlenen hedeflere ulaşılması için turizm elçileri gerekiyor. Bu turizm elçileri gerekiyor derken Türkiye için de önemlidir. Turist gelirse İzmir kazanacak, Türkiye kazanacak ben kazanacağım diyen elçiler gerekiyor. Sabah 08:00 akşam 19:00'da paydos, aybaşı maaşımı alayım diyen, somurtkan, yardımdan bir haber insanlar olmamalı. Daha çok hizmetkâr bir işletmeci olmalı.

Sokaklarda bir gezinmeli İzmir sokakları nasıl diye bir bakmalı diyerek attım kendimi bilmediğim ama hep bahsedilen yerlere. Turizm şehrinde zemine bastım ilerliyorum.

Çıktım Cumhuriyet meydanından geçerek Gündoğdu meydanına. Özgürlük burada, gençler burada yayılmışlar otlara kimi gitar çalıyor kimi de çiğdem yani çekirdek çitliyor. Arada kafa güzel olan gençlerde var. Viskisini, şarabını, birasını kapan. Eğlence güzelde çekirdekler yere, bira kutuları etrafa, sigara izmaritleri yerlerde. Yakışmıyor sana İzmir.O güzelim çimlerin üzerine ağaçlar dikilse ahşap masa sandalyeler konsa çoluk çocuk İzmir'e gelen o güzelliği tatsa olmaz mı? O güzelim çimlerin üzerinde demirden ışıklı ağaçlar yakışmıyor İzmir sana.

Haydi biraz daha gidelim neresi olsun diye düşünürken bir handan girdim içeride harika bir sokak kahvecileri yan yana inanın çok güzel bir konsept. Kahve içerken yurdum insanı canlı müzik yapıyor gönülden ne koparsa verenlerden alıyor. 

Kemeraltı’nı geziyorum. İstanbul'un Mısır Çarşısı, Kapalı Çarşısı gibi çok beğendim doğal tarihi çarşı pazar gördüm. İzmir'de gezilecek yerlerden bir tanesi de Kemeraltı Çarşısı’dır. Ticari faaliyetlerin yoğun şekilde yaşandığı, Fevzipaşa Caddesi ve Eşrefpaşa Caddesi çarşının kara sınırlarını oluşturuyor. Çarşı içinde birçok tarihi han bulunmaktadır.

Kemeraltı Geleneksel Türk El Sanatları’ndan seramikler, çini panolar, ahşap ürünler, tombaklar, halı ve kilimler, deri ürünlerinin her çeşidini bulmak mümkündür. Yolunuz düşerse uğrayın efendim. Kemeraltı bitti Hükümet Binası, Konak Saat Kulesi’ne geldim. Sağa sola baktım. Tarihi bir Konak Camii, 1748’de yapılmış restorasyon geçirmiş olabilir. 

Ama tüm güzelliği şatafatıyla Saat Kulesi’ne bakarken ibadete de açık. Ama etrafında ise, 1980’lerde yapılan İzmir Büyükşehir Belediye Binası depreme dayanıklı olmaması sebebiyle yıkılmış molozlar ise hala duruyor. 1748 yılında bugüne gelen Konak Camii ise hala ayakta...

Ne yiyeceğiz ne içeğiz bu İzmir’de?
Gevrek, boyoz, kumru mu?
Yok mu güzel restorantları vardır elbet.
Bayrak'lının meşhur bir mekânı diye gidilen tesis fos çıktı. Bayraklı’yı çok met ettiler oysa, belki güzel mekanlar vardır onlar üzerine alınmasın ama Mor.. inanın yanlış tercih oldu. Günü öyle bitirdikten sonra hayat rakı içmek mi orjinal mi değil mi? tereddütleri içinde. 

Lezzetler nerede diye düşündüm.

Ertesi gün oldu İzmir'de bir mekân keşfettik.

Öyle böyle değil.

Meşhur Nusret'in şefi İzmir'e transfer olmuş.

Sadece Nusret'te değil, kendini kanıtlamış mekanlara lezzet aşılayan Erkan Yılmaz'la tanıştım. 1957 senesinde 6 masa ile yola çıkan aile işletmesi olan Topçu lezzetleri görülmeye, tadılmaya değer. Soğanlı Çöp Şişle yola çıkan, onlarca lezzeti İzmir'e gelenlere tattırıyorlar. Topçu'nun yeni nesil işletmecileri Sibel Hanım ile yola devam ediyor. Güler yüzlü misafirperlik anlayışıyla karşılaşıyorsunuz.

Topçu; bir aile işletmesi, 3 kardeş ama iki kardeş ve babayla yola devam ediyor.

70 personelin hizmet verdiği Topçu'da 15’de Aşçı bulunuyor. Topçu’nun adının duyulması Zeki Müren sayesinde olmuş. 1967 yılında, Zeki Müren fuardaki programından sonra dinlenebileceği rahat bir ortam aradığında burayı tavsiye etmişler. Lokantanın hem yemeklerinden hem de dinlendirici ortamından hoşlanan Zeki Müren gittiği her yerde Topçu’nun Yeri’nden bahsetmiş. Böylelikle Topçu’nun adı sanat camiası tarafından duyulmuş. Sanat ve iş dünyasından spor camiasına pek çok ünlü buranın müdavimi olmuş. Hatta bir keresinde rahmetli Cem Karaca 5.5 porsiyon çöp şiş yiyerek bir rekor kırmış. Topçu’nun duvarları orada yemek yemiş ünlülerin fotoğraflarıyla dolu. Burası İzmir’de, Sanatçıların mekanı olarak tanınıyor. Dünden bugüne gelen Topçu işletmesinin çalışanlarını kutluyorum.

Eeee turist ne bekler?
Gezer, yer, içer, konaklar sonra ise ekstrasına bakar...

Bir de konaklamaya bir bakıp değerlendirme yapalım.

Modern Konsept sıcacık oteller var mı diye İzmir sokaklarına baktım. Markalı oteller senelerce misafir ağırlayan otellerin yanında bir de butik tarzda ama müthiş oteller olduğunu fark ettim. Tekel Eski Başmüdürlük Binası’nı otel olarak tasarlayan, her katına başka bir renk veren koridor ve oda renkleri aynı olan. Her katı kültür kokan bir otel. Çalışanları inanın kendi oteli gibi çalışıyor. Kapıdan bir bakalım dedim. Kendimi oda ve otel tanıtımında buldum. İşte bu kadar duyarlı bir işletme. Bir sonraki kısa tatilinizi planlamaya konaklamada EN Hotels ile başlayın, pişman olmazsınız…