• BIST 10891.42
  • Altın 2529.106
  • Dolar 32.8951
  • Euro 35.7068
  • İzmir 36 °C
  • İstanbul 28 °C
  • Antalya 30 °C
  • Ankara 28 °C
  • Turizmin Sesi Dergimizin Haziran 2024 64'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Mayıs 2024 sayısı çıktı
  • Turizmin Sesi Dergimizin Nisan 2024 62'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Haziran 2024 64'nci Sayısı Yayında 
  • Turizmin Sesi Dergimizin Mayıs 2024 sayısı çıktı
  • Turizmin Sesi Dergimizin Nisan 2024 62'nci Sayısı Yayında 

YUNAN ADALARINA HER GÜN 8-10 GEMİ GELİYOR

YUNAN ADALARINA HER GÜN 8-10 GEMİ GELİYOR
Deniz Turizmi Birliği Genel Sekreteri Artun Çağlayan, Türkiye'deki limanlara günde 1-2 kruvaziyer gemisi gelirken, ''tarih ve doğa yönünde çok özelliği bulunmayan'' Yunan adalarına her gün 8-10 büyük tur gemisi geliyor
TURİZMİN SESİ
Çağlayan; ''Ne sahil, ne ağaç, ne doğa olan Santorini'ye her gün 8-10 gemi geliyorsa ya da yılda Antalya kadar, 8-10 milyon turistalıyorsa, bizde turizm yok'' dedi.

Çağlayan,Yunanistan'daki kruvaziyer turizmiyle Türkiye'dekini karşılaştırmak için ''turist olarak''Yunan adalarına 4 günlük gemi turuna katıldığını belirterek, izlenimlerini
aktardı.

Kuşadası'ndan kalkan gemiyle, Patros, Rodos, Girit, Santorini, Pire ve
Mikanos adalarına gittiklerini belirten Çağlayan, her adanın önünde 8-10
kruvaziyer gemisi gördüklerini söyledi.

Çoğu adanın, büyük gemilerin yanaşmasını sağlayacak limanı bile
bulunmadığına dikkat çeken Çağlayan, buna rağmen, sokaklarda turist
kalabalığından rahat yürüyemediklerini kaydetti.


''Mesela, Santarini. Ne sahil, ne ağaç, ne doğa var ama müthiş turist
geliyor'' diyen Çağlayan, Türkiye'nin güney sahillerinin bile bu kadar
turist çekmediğinden yakınarak, şöyle devam etti: ''Limanlarımıza 2 kruvaziyer gemi gelse seviniyoruz, Yunan adalarına her gün 8-10 büyük gemi geliyor. Bizim hangi marinamıza bakarsanız, aslında biz onlardan 100 kat ilerdeyiz, yat limanları olarak Avrupa'da bir numarayız ama  değerlendiremiyoruz, bu işi bilmiyoruz.

Bu gezide turist olarak gezdim. Döndüğümüzde turizmi bilmediğimiz, hatta
turizmin 't'sini bilmediğimiz sonucuna vardım. Örneğin, doğal yapısı
olarak Santorini jeologlar açısından ilginç bir yöredir ama bir ülkede
Erciyes yanardağı sonucu oluşmuş Kapadokya, buraya en az bin basar ama,burası kadar turisti çekemiyor bile.

Rodos'a hiçbir itirazım yok ama Santorini'de her gün 8-10 gemi geliyorsa
ya da yılda Antalya kadar, 8-10 milyon turist alıyorsa, bizde turizm yok.
Bu yüzden, ya bizimki turizm değil, ya onların yaptığı başka bir şey.''

MÜŞTERİ ŞEHİRDE HARCAMAYA YÖNELTİLİYOR

Çağlayan, Yunan adalarındaki kruvaziyer turizminde, gemi yönetiminin
insanları geminin dışına çıkarmaya, şehre inip turizm aktivitesine
katılmaya yönelttiğini, bu nedenle, limanlarda demir atılır atılmaz
alışveriş merkezi ve kumarhanenin kapatıldığını söyledi.

Halbuki Türkiye'de Antalya'ya gelen turistin yüzde 80-90'ının şehir
merkezini hiç görmeden tatil yapıp gittiğine dikkati çeken Çağlayan,
''Burada, deyim yerindeyse gemi müşteriyi kovuyor, gitsin şehirde
alışveriş yapsın diye, bizim sistemde de 'Aman müşteri benden ayrılmasın'
anlayışı var'' dedi.

Artun Çağlayan, bu gezide, tur ücreti hariç, adalara kişi başı 500 Avro
para bıraktıklarını, Türkiye'ye gelen turistin sadece tur veya otel parası
ödeyip gittiğini vurguladı.

Ayrıca, Rodos adasında, Rodos Kalesi'nin sit alanı ilan edilmek yerine,
dükkan ve evlerin kullanımına açıldığını anlatan Çağlayan, ''Buraları
yaşam alanı haline getirilmiş. Turist içinde sadece müze gezer gibi değil,
yaşar gibi bulunuyor, ortamın havasını, kokusunu alıyor'' diye konuştu.
Çağlayan, Türkiye'deki tarihi değerlerin ise insan unsurundan
soyutlandığını savundu.

DEVLET KADEMELERİNE TUR DAVETİ

Gezi sonrasında Yunanistan'ın uyguladığı turizm politikalarına baktığında,
Türkiye'de turizme önem verilmediği sonucunu çıkardığını ifade eden
Çağlayan, ''Artık, Türkiye'de devlet sisteminin turizmi istemediğini
düşünüyorum. 'Bırakın çocuklar çelik-çomak oyununa devam etsin' var, bizim turizm geleceğimiz, projemiz yok'' yorumunda bulundu.

Turizm konusunda, ''devlet ve devlet nezdinde bu görevi üstlenen Kültür ve Turizm Bakanlığının ciddi biçimde kendini sorgulaması gerektiğini''
belirten Çağlayan, başta, milletvekilleri olmak üzere, Bayındırlık ve
İskan, Kültür ve Turizm ile Çevre ve Orman bakanlıkları yetkililerini bir
aylık Yunan adalarına gemi turuna davet etti.

Çağlayan, ''Turist olarak yaşayalım ve orada yapılanları inceleyip,
ülkemize gelenlere neler yapılabilir bakıp, öğrenmiş oluruz. Ülkemizin
önünü açmış oluruz. Turizm ütopyayla olmaz, gidip, yaşayıp görmek lazım''
diye konuştu.

SANTORİNİ DE OLURSA KARADENİZ'DE MUTLAKA OLUR

Öte yandan, Çağlayan, Karadeniz'in kruvaziyer turizme açılması çabalarını
hatırlatarak, ''Santorini de olursa Karadeniz'de mutlaka olur'' dedi.
Bakanlığın, bugünlerde Ukrayna'da yapılan ve kruvaziyer turizmi için
önemli olan kongreye, ısrarla belirtmelerine rağmen tek yetkili
göndermediğini savunan Çağlayan, bu bölgede gemi turizmini geliştirmek
için Türkiye'nin öncü olması gerektiğini kaydetti.

Yine de, bakanlığın katkılarıyla, 11-12 Aralıkta, Venedik'te düzenlenecek
''Seatrade Mediterranean Cruise and Ferry Convention'' fuarına
katılacaklarını belirten Çağlayan, bunun Avrupa'da katılacaklarını ilk
fuar olacağını bildirdi.

GEMİDE TÜRKÇE HİZMET

Deniz Turizmi Birliği Genel Sekreteri Çağlayan, Yunanların kruvaziyer
turizminde başarılı oldukları ifade ederek, turda yapılan hizmetler
hakkında da bilgi verdi.

Gemiye binerken kendilerine kredi kartına benzer bir ''gemi kartı''
verdiklerini, tüm giriş-çıkışların sadece pasaport yerine geçen bu kartla
yapılabildiğini anlatan Çağlayan, en fazla etkinlendikleri konulardan
birinin, müşterilere tüm sözlü bilgiler ile menü, tur rehberleri gibi
yazılı materyallerin, kendi anayasal dillerinde sunulması olduğunu dile
getirdi.

Çağlayan, ''Her şey dakik ve kurallar içinde. Bin kişilik gemide 850 kadar
insandık, ama hepimiz için ayrıntısına kadar hizmetler düşünülmüştü.
Herhalde 15 farklı dilden insan olsa, 15 dilde hizmet verilecekti. Alakart
ve açık büfe hizmet veren iki salonda, her türlü yiyeceğin Türkçesi vardı,
içinde hangi et bulunduğuna kadar yazıyordu'' diye konuştu.

Gemide, kişilere, adalarda katılmayı istedikleri turlardan bahşişlere, her
türlü detayın daha girer girmez sorulup ayarlandığını, buna göre,
adalardaki tur biletleri ve kendi dillerinde seyahat rehberlerinin bir gün
önce odalarına bırakıldığını dile getiren Çağlayan, oturacakları
masalardan kendileriyle ilgilenecek garsonun adına, hatta tehlike anında
ne yapılacağına kadar, bir çok konuda donatıldıklarını ifade etti.

Geminin, hem gemi hem 5 yıldızlı otel işlevi gördüğünü de belirten
Çağlayan, ''kaptanın gemiye yürütmekten, gemi otel müdürünün de
hizmetlerden sorumlu'' olduğuna dikkati çekerek, gemi içinde kumarhane,
alışveriş merkezi, güzellik ve spor salonu, bar gibi çok sayıda aktivite
imkanı bulunduğunu sözlerine ekledi.
Kaynak: Haber Kaynağı
  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 27 Şubat 2007 Turizmin Sesi | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : +90 216 481 51 21