Türkiye"de iç turizmin yeterince gelişmemesinin tek etkeni kuşkusuz ülkedeki gelir dağılımının bozukluğundan kaynaklanmamaktadır. Bir başka etken olarak tatil kültürünün ülke insanında yeterince gelişmemişliğinin yanısıra, toplumsal alışkanlık ve yaşam biçimi de önemli rol oynamaktadır. Bir başka deyişle turizme katılmada insanların yeterince bilinçlendirilememiş olmaları da önemli etkenlerdendir. Tam bu noktada kamusal politikalar topluma turizm bilincinin kazandırılmasında belirleyici bir unsurdur.
Çünkü toplumda turizm bilincinin geliştirilmesi yaygın eğitimin bir uygulaması olup, uzun vadeli bir süreci oluşturmaktadır. Genel bir tanımla yaygın eğitim; okul öncesi eğitim, ilköğretim, ortaöğretim, yükseköğretim gibi kademeleri bulunan örgün eğitimin dışında yapılan her türlü plânlı eğitimdir (Başaran,1983:23). Bir başka deyişle yaygın eğitim, örgün eğitimin içersine girememiş veya herhangi bir kademesinde kalmış veya çıkmış vatandaşların istemleri doğrultusunda eğitim vermeyi amaçlar. Halk eğitimi de yaygın eğitimin bir dalı olarak değerlendirilmektedir.
Türkiye"de yaygın eğitim temelde Milli Eğitim Bakanlığı"nca yürütülmesine karşın, Turizm Bakanlığı"nın son yıllarda turizm alanında yürüttüğü yaygın eğitime yönelik projeleri bulunmaktadır. Bunlardan bazıları şöyle sıralanabilir:
- Bölgesel Eğitim Seminerleri: Kamu kurum ve kuruluşlarının yöneticilerinin, belediye yetkililerinin, turizmle ilgili gönüllü kuruluşların yöneticilerinin bilgilendirilmesi,
- Esnaf-Turist İlişkileri Bilgilendirme Seminerleri: Turistle doğrudan ve dolaylı ilişkide bulunan esnafın turizm konusunda bilinçlendirilmesi Jandarma Bilgilendirme Toplantıları: İçişleri ve Jandarma Genel Komutanlığı"nın talepleri doğrultusunda turizmin yoğun olduğu yerlerde görev yapan jandarma personelinin turizm konusunda aydınlatılması,
- Gençlik Turizmi Bilgilendirme Seminerleri: Gençlik turizminin yaygınlaştırılması amacıyla bazı üniversite öğrencilerinin (Gaziantep, Zonguldak Karaelmas, Mersin Üniversiteleri vb.) bilgilendirilmesi gibi faaliyetlerdir.
Yukarıda belirtilen tüm çalışmalar Turizm Bakanlığı"nın koordinatörlüğünde yürütülmekle birlikte, zaman zaman diğer Bakanlıklar da turizme yönelik kendi mensuplarını bilgilendirme toplantıları ve eğitim seminerleri gerçekleştirmektedirler. Örneğin İçişleri Bakanlığı 2001 yılında Üniversitelerle işbirliği yaparak, sınır kapılarında görevli gümrük çalışanlarını turizm konusunda bilinçlendirmeye yönelik bir dizi etkinlik gerçekleştirmiştir.
Tüm bu etkinlikler, turizmde yaygın eğitim uygulamalarına yönelik çok olumlu çalışmalar olmakla birlikte, yeterli olduğunu belirtmek de güçtür. Çünkü turist bir ülkeye geldiğinde o ülkede veya bölgede tüm yaşayanlarla muhatap olan kişidir. O nedenle turizm eğitiminin daha geniş bir tabana yayılması zorunluluk doğurmaktadır. Bu bağlamda bir toplumda turizm bilincinin geliştirilmesinde ve etkinleştirilmesinde merkezi yönetim kadar, yerel yönetimlere de sorumluluk düşmektedir.
Bu bağlamda Türkiye"de yaygın eğitim politikalarının merkezi yönetimlerce odaklandığı gözlenirken, Fransa"da turizm örgütlenmesi ile buna bağlı yaygın eğitim aktivitelerinin üç eksende gerçekleştiği görülmektedir. Bunlar Bakanlık, Sektörel Komiteler ve Bölgesel Turizm Komiteleri olarak sayılabilir. Bu organizasyonlar bir yandan halkın turiste karşı bilinçlendirilmesini sağlarken, diğer yandan da toplumun boş zamanlarını değerlendirmede turizmin önemini kamuoyuna vurgulamakla görevlidirler. Bunlar dışında halkın iç turizme daha etkin bir şekilde katılmalarını sağlamak ve boş zamanlarını zevk ve tercihlerine uygun turizm aktiviteleriyle değerlendirebilmeleri için değişik kuruluşlar da hayata geçirilmiştir (Sürekli eğitim ve öğretim oluşumları, Aktif Eğitim Yöntemleriyle Antrenman Merkezleri, Turist Kabul Eden Ülkeler Ulusal Federasyonu:FNPAT, Turizm Büroları Ulusal Federasyonu:FNOTSI, Turizm Bölgesel Komiteleri Ulusal Federasyonu:FNCDT, Boş Zaman rezervasyon Hizmetleri Ulusal Federasyonu:FNSRC vb.)
Türkiye"de iç turizmin yaygınlaştırılmasına yönelik çabaların kriz dönemlerinde yoğunlaştığı, bu dönemde iç turizmin dış turizme alternatif olarak değerlendirildiği görülmektedir. Oysa tüm gelişmiş ülkelerde iç turizmin, dış turizmin bir alternatifi olarak değil, bütünleyeni olarak kabul edildiği bir gerçektir. Bir başka deyişle iç turizm, ülke vatandaşlarının da turizme katılım haklarının olduğu ve turizmin bir bütünlük taşıdığı gerçeğinden yola çıkan bir politikayla ele alınmaktadır. Ancak her politikanın bir planlama çalışmasıyla bütünleştirilmesi gerekliliği unutulmamalıdır (Kerr,1976:10).
Bu nedenle ülkemizde turizme yönelik yaygın eğitim politikalarını yalnızca merkezi yönetimlerce değil, aynı zamanda yerel ölçekte de iç turizmin teşvik edilecek biçime dönüştürülmesi vurgulanması gerekli bir husus olarak görülmektedir. Ancak iç turizme katılacakların ekonomik durumları da dikkate alındığında, Türkiye turizminde bir sosyal turizm politikası da oluşturularak entegre bir program dahilinde yürütülmesi sağlıklı bir yaklaşım olacaktır.
Yrd.Doç.Dr.Gül KÜÇÜKALTAN
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.