TURİZMİN SESİ
Antalya, yalnızca güneşi ve deniziyle değil; binlerce yıllık geçmişiyle, kültürel dokusuyla ve insanlık tarihine ışık tutan mirasıyla da dünya çapında bir cazibe merkezidir. Bu mirasın en önemli taşıyıcılarından biri olan Antalya Müzesi’nin yıkılarak kapatılması yönündeki karar, turizm sektöründe derin bir endişe yaratmıştır. Seyahat Acentaları Yöneticileri Derneği (SAYD), bu karara ilişkin yaptığı açıklamada, yalnızca sayısal verilerle gerekçelendirilen bu yaklaşımın eksik ve tek boyutlu olduğunu vurgulamıştır. SAYD’a göre, kültürel mirasın değeri ziyaretçi sayılarıyla değil; taşıdığı tarihsel, toplumsal ve duygusal bağlamlarla ölçülmelidir. Antalya Müzesi’nin yıkılarak kapatılması yönündeki kararın, yalnızca sayısal verilerle doğrulanmaya çalışılması biz turizm profesyonelleri açısından eksik ve tek boyutlu bir değerlendirmedir. Bu yaklaşımın ötesine geçerek, kültürel mirasın korunması ve tanıtımı açısından daha geniş bir perspektifle ele alınması gerektiğine inanıyoruz.
Resmi Veriler Ne Diyor?
| Yıl | Müze Ziyaretçi Sayısı | Toplam Turist Sayısı |
| 2012 | 173.843 | 10.726.000 |
| 2018 | 158.064 | 12.810.000 |
| 2024 | 175.970 | 16.606.000 |
Bu verilere göre, 2012–2024 arasında Antalya’ya gelen turist sayısı %55 artarken, müze ziyaretçi sayısı yalnızca %1 artmıştır. Şehir merkezinde yer alan, 30 bin metrekarelik alana yayılan, 14 sergi salonu, çocuk bölümü ve açık hava galerileriyle donatılmış; 1988’de “Avrupa Konseyi Yılın Müzesi” ödülünü almış bir kurumun bu verilerle suçlanması kabul edilemez.
Tanıtım Eksikliği ve Bütçe Soruları
GoTürkiye YouTube kanalına milyonlarca lira harcayan Kültür ve Turizm Bakanlığı ile TGA’nın Antalya Müzesi için ne kadar tanıtım bütçesi ayırdığı kamuoyuna açıklanmalıdır. İspanya gibi ülkeler, bizim dörtte bir bütçemizle çok daha fazla turist ağırlarken, tanıtım stratejilerimizin etkinliği sorgulanmalıdır.
Gerçekçi Olmayan Kıyaslamalar
Valimizin Konyaaltı sahiline gelen ziyaretçi sayısı ile müze rakamlarını kıyaslaması, kamuoyunu yanıltıcı niteliktedir. Günlük 150.000 kişi üzerinden yapılan hesaplamalar, Antalya’nın yıllık turist sayısını 27 milyona çıkarıyor ki bu rakam gerçeği yansıtmamaktadır. Bu tür kıyaslamaların kaynağı kamuoyuyla paylaşılmalıdır.
Tanıtımda Tutarsızlık
Ocak 2025’te İl Kültür ve Turizm Müdürümüz, Antalya Arkeoloji Müzesi’nin en çok ziyaret edilen müze olduğunu belirtmişken, aynı kurumun tanıtım platformu olan TGA’nın web sitesinde müzeye dair bir sayfa dahi bulunmamaktadır.
Gerçek Ziyaretçi Sayıları ve Alternatif Kıyaslamalar
Turizm acentalarının öngörüleri ve fiili gözlemleri, resmi rakamların çok daha üzerinde ziyaretçi ağırlanmış olduğunu göstermektedir. Örneğin:
• Tahtalı Teleferik (2019): 350.000 ziyaretçi
• Antalya Akvaryum (2013): 710.000 ziyaretçi
Bu rakamlar, müze ziyaretçi sayılarının düşük olduğu iddiasını çürütmektedir.
Bilet Fiyatlarındaki Keyfi Artışlar
Her yıl sabit kalan müze ve ören yeri bilet fiyatları, ihale sonrası %20–30 oranında ve üstelik Euro cinsinden artırılmıştır. Bu ani ve yüksek artışlar, turizm acentalarının yurt dışı partnerlerine verdikleri fiyatları geçersiz kılmakta ve müzeleri tur programlarından çıkarmalarına neden olmaktadır.
Müzenin Konumu ve Turizmdeki Yeri
Antalya Arkeoloji Müzesi, şehir turlarının vazgeçilmez bir durağıdır. Kaleiçi’ne yakınlığı, otobüs ve araç park kolaylığı ile merkezi konumu tartışmasızdır. Turistler bireysel olarak da müzeyi benimsemiş ve yoğun ilgi göstermektedir.Antalya turizmi uzun yıllardır “deniz, kum, güneş” üçlüsüne indirgenmişken, müzenin 2 yıl kapatılması kültür ve sanat destinasyonu kimliğine büyük zarar verecektir. Turizm yalnızca konaklamadan ibaret değildir.
Alternatif Çözüm: Genişletme ve Sergileme
Antalya’nın arkeolojik zenginliği göz önüne alındığında, Meteoroloji ve Karayolları arazileri mevcut müzeye eklenerek depolarda bekletilen eserlerin sergilenmesi sağlanmalıdır. Mevcut binayı kapatıp yeni bina inşa etmek yerine, müze açık kalmalı ve büyütülmelidir.Antalya’nın kültürel mirasına sahip çıkmak hepimizin sorumluluğudur. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün “Şüphesiz ki Antalya dünyanın en güzel yeridir” sözünü hatırlayarak, bu güzelliğe yapılan haksızlık burada son bulmalıdır.